Anadolu’nun batı köşesinde Ege ve Akdeniz’e uzanan bölümde, güneş ülkesi olarak isimlendirilen Karya Bölgesi bulunmaktaydı. Ne acıdır ki, güneş ülkesi olarak da isimlendirilen bu bölgede birçok antik kent mezarlığı(nekropol), 1973 yılından itibaren çok hızlı bir şekilde yağmalanmış, Türkiye müzeleri, koleksiyonerler ve dünyanın birçok müzesine dağılmıştır. Karya Bölgesi buluntularından önemli bir grupta, değişik tarih ve kişiler tarafından 1973 ve 1978 tarihlerinde Efes Müzesi’ne ulaşmıştır. Müzelerde çalışan arkeologlar, genellikle çoğunluğu teşhire çıkarılmayan ve müze depolarının tozlu raflarında yer alan bu eserlere yakın olmak ve temas etmek gibi bir şansa sahip oldukları gibi, kimi zaman da tarihin derinliklerinden günümüze yansıyan pişmiş toprak eserlere elleri ile dokunarak bu güzelliklerin tadına varma olanağına sahip olma olanağını bulmuştur. İşte bu şanslı insanlardan biri olma olanağını yakaladım. Depolarda ki eserlere defalarca dokunma, fotoğraflarını çekme, tozunu yutma ve kokusunu ciğerlerimizde hissetme gibi bir olanağa sahip olduk.
Müzelerde (Bodrum, Milas, Fethiye, Milet, Aydın, Afyonkarahisar, Tire, Efes, Manisa) ve koleksiyonerler de (Dr. K. Uğurbil, H. Beden, Y. Tatış ve H. Kocabaş) korunan Karya Bölgesi kaplarını genel olarak Geometrik Döneme tarihlendirmemiz doğru olur. Yerli ve yabancı bilim adamlarının da belirttiği gibi, üzerinde yaşadığımız Anadolu toprakları ilk uygarlıkların başladığı, bilim ve kültürlerin geliştiği bir alan ve tarihsel anlamda da sonsuz bir bereketin ve zenginliğin ana merkezi olmuştur. Özellikle Anadolu’da gelişen teknolojik ürünler + bakır, obsidiyen zeytin, zeytinyağı ve parfüm gibi’ buradan komşu ülkelere yayılmıştır. Bu nedenle,Anadolu’nun antik dönem maden ve seramik ustaları zaman içinde olağanüstü yaratıcılık ve dikkate değer üstünlük göstermiş ve bunu yaşam şartlarına uyarlamaya çalışmış ve son derece de başarılı olmuştur. Karya Bölgesi ve Kar’larda, bazı yeniliklerin üretimi konusunda, Anadolu’nun en önemli yeri ve insanları arasında yer almıştır. Örneğin savaş başlığı üzerine sorguç takılması, kalkanın üzerine bir takım işaretlerin kazınması ve başlangıçta bir kayış ile boyuna asılan kalkana kulp takılması, Kayralıların en önemli icatları arasında yer almaktadır. Karya Bölgesin de birçok konuda yetişen ustalar gibi maden ustaları da, zaman içinde olağan üstü yaratıcılık ve dikkate değer üstünlük göstermişlerdir. Anadolu da bakırın tel haline gelebilme özelliği çok erken dönemde keşfedilmiştir. Antik mezarlarda yapılan bilimsel kazılar sırasında ele geçirilen savaş malzemeleri ve takıların yapılması M.Ö. 4000 yılın sonunda keşfedilmiştir.
Örneğin 1994 yılında Didim’de bir kooperatif alanında ortaya çıkarılan bronz ve gümüşten yapılmış savaş aletleri ve takılar bu konuda verilebilecek en önemli buluntular arasında sayılabilir (D. Bischop - A. Evren. "Ein Fundkomplex des frühen 2.Jahrtausends aus Didyma". İs.Mitt 52.İstanbul 2002. S.59).
Anadolu’nun değişik yerleşkelerinde ele geçirilen arkeolojik buluntular, Anadolu’nun aynı zamanda madenciliğin beşiği olduğunu kanıtlamıştır.
Anadolu tarih boyunca batının ilgisini çekmiş ve kesinlikle tek bir kültürün esiri olmamıştır. Bu topraklar, eski çağlardan itibaren
hiçbir yerden göç etmemiş Karyalı ve bu gibi yerli halkların ve onların yarattığı uygarlıkların beşiği olmuş ve onları barındırmıştır.
Anadolu’da gelişen madencilik buradan komşu ülkelere yayılmıştır. Bu nedenle en eski metal buluntular M.Ö.8.bin yıla ait çanak çömleksiz
‘Neolitik Çağ’ yerleşkelerinden bilinmektedir
(M.Özdoğan. "Çanak Çömleksiz-Neolitik Çağ." Arkeoatlas 1. İstanbul 2002. s. 66-83
B. Öksüz. "Beslenmek-Neolitik Çağ". Arkeoatlas 1. İstanbul 2002. s. 84-87).
Anadolu’da madencilik Neolitik Çağ’dan günümüze kadar yüksek standardını korumuş ve eski Anadolu ustaları da zaman içinde olağanüstü yaratıcılık ve ustalık gösteren eserler üretmiş yaşadıkları topraklarda halkın yararına olan kültür ve zanaat dalında çok önemli yenilikler icat etmiştir. Anadolu’da küçük bir araştırma yaptığımızda, bol miktarda bakır minerali yataklarına rastlamak olanaklıdır. Anadolu’nun yüksek kesimleri doğal demir ve bakır yatakları açısından son derece zengin olduğu için özellikle bakırın tel haline gelebilme özelliği çok erken dönemde bu topraklarda keşfedilmiştir. Tarih öncesinden başlayarak gelişen madencilik için gerekli jeolojik ve minerolojik koşullara sahip olan Anadolu maden üretiminin mineral çıkarma, ilk dönüşümleri, pota ve ocaklarda eritilmesi, kalıpların kullanımı gibi değişik aşamaları buradaki höyüklerde ele geçirilen buluntularla belgelenmiştir. Bölgenin maden yatakları açısından çok zengin olması tarih boyunca buraya yerleşen insanların madenlere kolayca ulaşmasını sağlamıştır. Bu nedenle ilk bakır ürünlerine, Anadolu’da rastlanması bir tesadüf değildir (Ü. Yalçın. "Anadolu Madenciliği". Arkeoatlas 2. İstanbul 2003. s. 72–79). Kültür ve teknolojik gelişmeler tarihinde madenin ne denli önemli rol oynadığı düşünüldüğünde, Anadolu’nun önemi bir kez daha anlaşılmaktadır. Karya Bölgesi’nde icat edilen sorguç ve kalkana kolçak takılması da bunun en güzel kanıtıdır. Tarih ve arkeoloji dünyasında madencilik faaliyetlerinin göstergesi ısıtarak tavlanmış ve dövülmüş doğal bakırdır. Madencilik ve metal işleme sanatının en eski örneklerini aradığımızda yollar bizi kesinlikle Anadolu’ya çıkarmaktadır (Ç. Anlağan – Ö. Bilgi. "Sadberk Hanım Müzesi, Prohistorik Çağ Silahları". İstanbul 1989, s. 23–47). Tarih boyunca insanoğlunu biryerden başka bir yere taşıyan nedenleri düşündüğümüzde Anadolu’nun son derece zengin olan su kaynaklarını ve bu kaynakların yakın çevresinde yaşamın şekillendiğini görüyoruz. Karya Bölgesi’ndeki antik yolları izlediğimizde de bunların bizi kesinlikle bir su kaynağına ve onun yakın çevresinde kurulmuş olan antik bir yerleşim noktasına ulaştırmaktadır. Anadolu’nun birçok yönden gelen göçlere açık olması, insanların zengin ve bereketli topraklara gelip yerleşmesini sağlamıştır. Bu insanlar Anadolu’ya yerleşerek, yerli halk ile birlikte bağımsız kent devletler kurmuşlardı. Karya Bölgesi’nde yer alan antik yerleşkeleri de bunların arasında sayabiliriz.
Anadolu, Asya ile Avrupa arasında bir köprü konumunda olması nedeni ile de çağlar boyu göçlere tanıklık etmiş ve uygarlıkların doğduğu yer olmuştur. Üzerinde kurulan uygarlıkları hem etkilemiş hem de etkilenmiştir. Bunun nedeni, topraklarının verimliliği, stratejik yapısı ve her mevsimi bir arada yaşayan iklimi olmuştur. Sümerler “Batı Anadoluları deniz kıyısında ve güneş bahçesinde yaşayan insanlar” olarak isimlendirmiştir. Son yıllarda, Anadolu’nun değişik yerlerinde yapılan kazı ve araştırmalar da göstermiştir ki, Yunan ve Roma medeniyetlerinin oluşmasında en önemli etken Mezopotamya ve Anadolu kültürüdür. Bilindiği gibi Çatalhöyük, Çayönü ve Göbekli Tepe höyükleri Anadolu da, Neolitik Çağ kültürünün M.Ö. 11.000 den itibaren görüldüğü alanlar olduğu kanıtlanmıştır (H. Çambel. “Güneydoğu Anadolu Tarihöncesi Kültür Tarihi Bakımından Önemi”.TTKY IV. Ankara 1973). Özellikle son yıllarda Batı Anadolu da “Limantepe, Baklatepe, Çukuriçi” gibi höyüklerde ele geçirilen buluntular, bu bölgenin de geçmişini M.Ö. 6000 yıllarına kadar götürmektedir (H. Erkanal – T. Özkan. “Bakla Tepe Kazıları 1999". İzmir 1999). Efes Ayasuluk Tepesi’nde 1992 yılından itibaren yapılan kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan buluntular buranın da, erken dönem yerleşkesi olduğu kanıtlanmıştır (S. Erdemgil- M. Büyükkolancı. “1990 Yılı Efes-Ayasuluk Tepesi Prehistorik Kazısı”.KST XIII/II, Ankara 1991.s.265). Ayrıca, Hitit yazılı metinlerinde adı geçen “Arzava Ülkesi” Güneybatı Anadolu’dan başka bir yer değildir. Bu da büyük bir olasılıkla Efes’ten başka bir yer olmasa gerekir. Eski Helen kayıtlarında da Karyalılar, Lelegler ve Pelasglar ile birlikte bu bölgenin en eski halkı olarak geçmektedir. Bu nedenle, buranın yerli halkının da Leleg ve Karya’lılar olduğunu söyleyebiliriz.
Karyalılar, yaşadıkları sert ve hırcın doğa yapısına uygun olarak savaşçı yapılarını kendilerine meslek edinmiş ve çoğu kez paralı asker olarak yabancı ulusların ordularında yer almış bir ulustur. Herodotos Kayralıların Mısır’da paralı asker olarak görev aldıklarını belirtmektedir. Ayrıca; Homeros’ta, Troya savaşında Kral Priamos’un yanında Akalara karşı savaşmış olan Karyalıları Asya kökenli bir ulus olarak belirtir. Karyalıların gözü kara ve savaşçı bir ulus olma özelliği, Yunanlılar da “Tehlikeye Karları Sürmek” atasözünün doğmasına neden olmuştur (M.Siebler. “Troia – Homer –Schliemann”. Köln 1990. s.73).
Karyalıların kullanmış olduğu Kar yazısı, M.Ö.2. yüzyıla kadar Yunanca ile birlikte kullanılmıştır. Kaunos antik kentinde yapılan kazılarda bulunan ve iki dilde yazılmış olan bir kitabe bu savı doğrulamaktadır. Troya Bölgesi’nde, Çanakkale’ye 15 km güneyde yaklaşık 50 yıl önce dünyanın en eski tümülüsü olan Dardanos Tümülüsü bulunmuştur. Tümülüs, M.Ö.6 yüzyıldan M.Ö.2 yüzyıla kadar kullanılmıştır. Dardanos ismi İliada da geçmekte ve tarihi geçmişi M.Ö. 3 bine kadar gitmektedir. Herodotos, Thukydides ve Xenephon’da da ismi geçmektedir. Çanakkale’den Troya’ya giderken boğaz kıyısında yer alan Dardanos Tümülüsü’nün bulunduğu yer, Roma İmp. Sulla’nın, Mithridates Eupator’u sulha mecbur ettiği yerdir. Tümülüs de yapılan kazılar sırasında birkaç devreye ait mezar ve bunlara ait değerli buluntular ele geçirilmiştir. M.Ö. VI yüz yıla ait olan Tümülüs de üç ayrı kitabe saptanmıştır. Bu kitabelerden birinde ‘Makaris oğlu Skamandrios’, ikincide ‘bu Kar’ın oğlu Onyenades’tir. Helenistik Döneme ait olan üçüncü kitabede ise ‘Halk, Lysimenos kızı Sokles oğlu Skamandrios’un karısı Aspasia’yı buraya gömdü’ yazısı bulunmaktadır. Anıt mezarda ortaya çıkarılan buluntular ‘altın, gümüş, fildişi, ahşap tarak, sepet, müzik aleti ve ipek kumaş parçaları’ Çanakkale Müzesi’nde korunmaktadır. İlk dünya savaşı olarak düşündüğümüz Troya savaşına Karyalılarında katıldığını bilmekteyiz. Bu nedenle mezarda ki ikinci kitabede yer alan KAR sözcüğünün de büyük bir olasılıkla Karya ile ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Euromos (Selimiye) ,Labranda (Kargıcık),Kildare, Kindya ve Sınuri kutsal alanında ele geçirilen ve Karca yazılmış kimi kitabelerin dışında herhangi bir yazıt bulunmamıştır. Ancak metinlerin çok kısa oluşları epigrafik çalışmaları zorlaştırmaktadır. Bu nedenle Karca henüz tam olarak çözülememiştir.
Karyalı ücretli askerlerin, Mısır’daki kayalara oydukları kimi özel işaretler de bu anlamda önem taşımakta, ancak bu dili çözecek kadar yeterli olmamaktadır (C. C. Küçükeren. “ Ege’de Bir Anadolu Uygarlığı-Karia”. İstanbul 1988. s.38–44). Antik Mısır kaynakları, Mısır’a görev yapmak için gelen Karyalıları İonlarla birlikte “denizden gelen tunçtan adamlar” diye tarif etmektedirler. Karyalılar, Anadolu’nun en ilginç kavimleri arasında sayılmaktadır. Tarihte bilinen ilk paralı asker olma özelliğine sahiptiler. Savaşçı yapıları ve kendi dönemleri içinde ürettikleri savaş malzemeleri ile de ortaya çıkmıştırlar. Mısır’da Firavun I. Psammetikos dönemi dışında, İmp. Kyros döneminde de Pers donanmasında paralı asker olarak çalışmışlardır. Karya ile ilgili yazıtlara daha çok Mısır’da (Nil Nehri’nin iki yanında Kuzey Sakkara’da) ve Sudan Nubya’da görev yapmış olan paralı askerlerin kayalar, mabetler (Ebu Simbel Tapınağı), ve mezarlar üzerine kazıdıkları grafittolar da rastlanmaktadır. M.Ö. 7.y.y da Mısır ordusunda paralı asker olarak görev almış olduklarını antik belge ve yazarlardan biliyoruz. Üstün yetenekleri sayesinde Mısır krallarının en değerli askerleri arasında Karyalılar yer almaktaydı. Firavun I. Psammetikos (M.Ö.664– 610) Karyalıları Nil Deltasına yerleştirip kendilerine toprak vermiştir. Karyalılar, Mısır’da önce korsan, sonra paralı asker ve daha sonrada yerleşik halk olur ve sonunda yörenin yaşam biçimini benimseyerek asimile olup yerel halk ile kaynaşır ve her asimile olmuş halk gibi o yörenin insanı gibi inanıp yaşamaya devam etmişlerdir.
Anadolu günümüzde olduğu gibi eski çağlarda da değişik bölgelere ayrılmakta ve her bölgenin kendine özgü bir ismi bulunmaktaydı. Bu nedenle, Büyük Menderes Nehri’nin güney batısında kalan bölge Karya Bölgesi olarak adlandırılmaktaydı (A. M. Mansel. “Ege ve Yunan Tarihi” TTKY XIII. Ankara 1963, s. 80–87). Kuzeyde Büyük Menderes Nehri, Cevizli ve Karanlık Dağları, doğuda Baba Dağ, Honaz Dağ, Boz Dağ, güneyde Dalaman Çayı ve batıda Ege Denizi ile çevrili olan bölgeye antik dönemde Karya denmekteydi. Yörenin en eski yerli halkı olan Karlardan dolayı bu adı almaktaydı (K. Konuk. “Karun’dan Karia’ya. Muharrem Kayhan Koleksiyonundan Erken Anadolu Sikkeleri”. İstanbul 2003). Büyük Menderes Nehri’nin bereketli toprakları ile Ege ve Akdeniz kıyılarında birer doğal liman görünümünde ki koy ve körfezlerine sahip olan Karya Bölgesinde yüzlerce antik kent bulunmaktaydı. Bu kentlerde yaşayan insanların geçim ve ticaretlerinin ana kaynağını, kıyılarda balıkçılık, halıcılık, iç kesimlerde tarım, hayvancılık, arıcılık, zeytin, zeytinyağı, üzüm, şarap ve seramik oluşturmaktaydı. Bölgede üretilen zeytin ve zeytinyağının ünü Ege adaları ve Yunanistan’a kadar yayılmıştı. Zeytinyağı; yemek ve aydınlatmanın dışında, dinsel törenlerde ve sağlık alanında yaygın bir şekilde kullanılmıştır.
Karyalılar özellikle seramik dalında da yüksek bir üretim düzeyine kavuşmuşlardı. Bu nedenle kimi antik kent ve köy günümüzde de, seramik anlamına gelen isimlerle anılmaktaydı ve anılmaktadır. Keramos(Ören) ve Bodrum yöresindeki ’Çömlekçi‘ köy isimleri de olasılıkla bu antik geleneğin bir devamı olarak yaşama geçmiş olsa gerek. Ayrıca; İç Karya Bölgesi’nde yer alan kimi antik yerleşim merkezlerinde “Damlıboğaz (Hydai), Bahçeburun (Olymos-Kafaca), Bozukbağ (Lagina–Leyne-Turgut), Beçin (Mutluca)” seramik üretildiğini bilmekteyiz. Son yıllarda özellikle kaçak kazılar sonucu ortaya çıkarılan “Damlıboğaz ve Bahçeburun Köyü” seramik ve diğer eserler, Türkiye ve Dünya Müzeleri ile koleksiyonerlere satılmış olması bu görüşümüzü doğrulamaktadır (E. Akurgal. “Anadolu Kültür Tarihi”. Ankara 2000. s.295–299).
Ege ve Akdeniz’in eşsiz güzellik ve doğal limanlarına sahip koylarında kurulmuş olan kentlerin yanı sıra İç Karya bölgesinde stratejik öneme sahip yerlerde kurulmuş irili ufaklı yüzlerce yerleşim birimi bulunmaktaydı. Kentleri tek tek incelediğimizde bunların önemli su kaynaklarının ya kenarında veya başında kurulduğu, beslenme ve üretimle ilgili sorunlarını çözdüklerini görüyoruz. Örneğin iç kesimlerde ki kentlerde yün, yapağı, seramik, bal, zeytin ve zeytinyağı gibi şeyler üretildiği gibi kıyı kentlerinde de balık, ’İasos’da (Kıyıkışlacık) bulunan eski balık pazarı da bu konuda verilebilecek en güzel örneklerden biridir. Bölgede susam ve buna benzer ürünler üretilerek antik dünyaya pazarlanmıştır. Bu kentlerde dokumacılığın yanı sıra bağcılık ve şarap üretiminin yapıldığını söyleyebiliriz. Örneğin tarihçi Plinius bölgede üretilen tuzun göz merhemi ve sıva işlerinde kullanıldığını belirtmektedir (C. C. Küçükeren. “Ege’de Bir Anadolu Uygarlığı. Karia” İstanbul. s. 32–33). Yörede küçükbaş hayvancılığın yanı sıra dokumacılık ve yapağı ticareti de yaşamın temel geçim kaynağı olmuştur. Bu tür üretimlerin yanı sıra, İasos, Milas, Afrodisias ve Alabanda’da mermer üretimi yapılmıştır. Üretilen, kırmızı, beyaz ve siyah mermer ile yeşil granitleri yakın çevrede ki tapınak ve diğer mimari yapılarda görmek mümkündür. Mermerin levhalar halinde kesme biçimi ilk kez Karya Bölgesinde yapılmıştır. Yukarıda da değindiğim gibi Karya kentleri antik dünyanın diğer kentleri gibi oldukça önemli stratejik noktalarda kurulmuştur. Bu kentlerin bir bölümünün ismini sıralamakta yarar vardır (A. Kızıl. “Uygarlıkların Başkenti- Milas”. İzmir 2002).
ALABANDA | - Çine. Araphisar |
ALİNDA | - Çine. Karpuzlu |
APHRODİSİAS | - Karacasu. Geyre |
ARPASA | - Aydın. Arpaz. Erenköy |
CALİMNOS | - Yunan adası |
COS | - Yunan adası |
EUROMOS | - Milas. Selimiye, Ayaklı |
EUTHENA | - Marmaris. Bayır |
GERGA | - Çine. Ovacık |
HALİKARNASOS | - Bodrum |
HYDAİ | - Milas. Damlıboğaz |
HYDİSSOS | - Milas. Karacahisar |
HYLLARİMA | - Yatağan. Derebağ |
HİERAPOLİS | - Pamukkale |
İASOS | - Milas. Kıyıkışlacık |
KALLİPOLİS | - Gökova. Gelibolu Köyü |
KAUNOS | - Marmaris. Hisarönü |
KERAMOS | - Milas. Ören |
KRYA | - Taşyaka |
KİDRAMA | - Yorga |
KİLDARA | - Milas. Kuzyaka |
LABRANDA | - Milas. Kargıcık. Koca Yayla |
LAGİNA | - Turgut. Leyne |
LARYMNA | - Marmaris. Bozburun |
LATMOS HERAKLEİA | - Milas. Kapıkırı |
MADNASA | - Bodrum. Göltürkbükü |
MASTAURA | - Bozyurt |
MYLASA | - Milas |
MYNDOS | - Gümüşlük |
MİLETOS | - Söke. Balat |
NARASA | - Marmaris. Narhisar |
NYSA | - Aydın. Sultanhisar |
OLYMOS | - Milas. Bahçeburun |
PANAMARA | - Yatağan. Bağyaka |
PEDESA | - Konacık. Gökçeler Köyü |
PLARASA | - Geyre. Bingeç |
PRİENE | - Söke. Güllübahçe |
PİDASA | - Milas. Eğridere. Kurudere |
PİSYE | - Muğla. Pisiköy |
STRATONİKEİA | - Yatağan |
SİBDA | - Müsgebi. Gölköy yolu |
TABAİ | - Tavas. Kale |
TELMESSOS | - Bodrum. Gürece |
THEANGELA | - Bodrum. Etrim. Alazeytin |
TRALLES | - Aydın |
UDA (HYNDA) | - Marmaris. Selimiye |
URANİON | - Yalıkavak. |
İDYMA | - Gökova. Kozlukuyu |
Karya Bölgesi Buluntuları özellikle Damlıboğaz (Hydai), Bahçeburun Kafaca (Olymos), Turgut (Lagina) ve Selimiye-Ayaklı (Euromos) gibi Türkiye’nin birçok müzesine (Milas, Bodrum, Fethiye, Efes, İzmir, Afyon) ve birçok özel koleksiyonere (H. Beden, K. Uğurbil, Y. Tatış, H. Kocabaş ve İzmir Ticaret ve Tarih Müzesi) satılmıştır. Bizim göremediğimiz kimi müze ve kişilerde de bu eserlerin olabileceğini düşündüğümüzde yörenin ne denli zengin bir seramik merkezi olduğunu anlamak olanaklıdır. Biçim ve bezeme birliği oluşturan Karya Bölgesi Kapları, daha çok 1973 yılından itibaren kaçak kazılar sonucu defineciler tarafından ortaya çıkarılmış, Anadolu ve Dünya Müzeleri ile koleksiyonerlere satılmış ve buralarda koruma altına alınmıştır.Ne acıdır ki,müzelerimize ulaşan bu eserlerin buluntu yerleri ‘pek az örnek hariç’ envanter kayıtlarına yazılmamıştır.
Biçim ve bezeme birliği oluşturan Karya Bölgesi Seramikleri, özellikle 1973 yılı ve bunu takip eden yıllarda ortaya çıkarılmıştır. Müze ve koleksiyoner döküm defterleri üzerinden kayıtları incelediğimizde, bunların buluntu yerlerinin ve derleyici isimlerinin aynı olduklarını gözlemliyoruz. Efes, Tire, İzmir, Afyon, Milas, Fethiye ve Bodrum müzeleri ile özel koleksiyoner kayıtların da bulunan Karya Bölgesi Seramikleri de, ’özellikle aynı forma sahip olanlar’ ağız, gövde, kaide ve yükseklik ölçüleri biri birine çok yakın hatta aynıdır diyebiliriz. Aynı derleyici, kimi zaman daha kârlı olur düşüncesi ile derlediği veya kazıp çıkardığı eserleri partiler halinde değişik müzelere satarak bu eserlerin bir bakıma en sağlıklı bir şekilde günümüze ulaşmasını sağlamıştır. Örneğin; benzer seramikleri ’skyphos, fincan, çift kulplu maşrapa (amphoriskos), maşrapa (olpe) ve biberon (emzikli olpe) gibi’ ve aynı derleyici isimlerini, değişik müzelerin envanter kayıtlarında görmekteyiz.
Sayın Özgünel’in de belirttiği gibi , Bodrum Müzesi’ndeki Karya Bölgesi buluntuları Dirmil (Gökçebelen) oda mezarında ortaya çıkarılan ve derleyiciler (İzzet Salcı, Durmuş Sevmez, Kemalettin Gümül, Erdoğan Cingöz ve Sami Isparta) tarafından getirilmiş ve müzelerce satın alınan eserlerden oluşmaktadır. Dirmil oda mezarında ortaya çıkarılan kotyle ve lebes gamikos, Bahçeburun (Kafaca-Olymos) Köyünde bulunup Sami Isparta’dan satın alınan lebes gamikos ”en.no.5984”, Erdoğan Cingöz’den satın alınan lebes gamikos (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği” Ankara 1979, s 60–61), Efes Müzesi’nde korunan ve buluntu yeri belli olmayan lebes gamikos (.en.no.30/11/81) ve yine Tire Müzesi’nde korunan lebes gamikos (A. Evren. “Tire Müzesi’ndeki Karia Kökenli Kaplar” TAD XXIX, Ankara 1991, s 199) kendi aralarında tam bir benzerlik oluşturdukları gibi ölçüleri de biri birine oldukça yakındır. Kapların hamur biçim ve bezeme benzerliklerden yola çıkarak, Karya Bölgesi buluntusu olup, Efes ve Bodrum müzelerine eser getirenlerin isimleri,eserlerin tipleri ve kesin buluntu yerlerini belirten çizelgeleri vermemiz, eserler hakkında daha net fikir edinmemizi sağlayacağı kanısındayım. Çizelgeden de anlaşılacağı gibi, derleyiciler kendi aralarında bir bölüşüm yaptıktan sonra, bu eserleri hemen hemen aynı tarihlerde bölge müzeleri ve uzak müzelere götürüp satmıştır.
Türkiye ve Dünya’nın birçok müzesi ve koleksiyonerine ulaşan seramikler, ‘Karya Bölgesi Seramikleri’ bazı derleyicilerin belirttiğine göre Beçin, Ören, Turgut, Yatağan, Bahçeburun, Selimiye, Kızılcakuyu ve Damlıboğaz’daki kaçak kazılar sonucu ortaya çıkarılmıştır. Özellikle Milas (M. Ateş. “Turkısh Carpets”. İstanbul), Bahçeburun ve Damlıboğaz Köyü mezarlıkları ‘nekropolu’ çok kısa süre içinde kazılmış, bulunan eserler yurt içine ve yurt dışına satılmıştır. Örneğin; Laydın Müzesi ve Kassel'de sergilenen eserler (P. Gerçke. “Funde aus der Antike” Kassel 1981. s. 34–38) ile müzelerimizde korunmakta olan Karya Bölgesi Seramikleri arasında biçim ve bezeme benzerliği ‘tümüyle aynı’ bu savımızı doğrulamaktadır.
Efes Müzesi ile diğer müzelerimiz, Karya Bölgesi eserlerine, zor alım dışında, daha çok iyi niyetli derleyiciler sayesinde ‘yurt dışına çıkarılmasına karşı oldukları için’ sahip olmuşlardır. Satıcılar kesin buluntu yeri vermeseler de, eserler arasında ki çok yakın benzerlikler, bunların aynı yörede belki de aynı atölyede üretilmiş olabileceğinin kanıtıdır. Bölge de kazılar sonucu ortaya çıkarılacak herhangi bir seramik atölyesi bu görüşümüzü pekiştirecektir. Örneğin; 1/31/82 envanter grubu ile Efes Müzesi’ne ulaşan 3 biberon (biberon. en.no.4/31/82) ve 1 adet meyvelik (meyvelik. en.no.1/31/82) buluntu yerleri Ayaklı(Euromos-Selimiye)olarak kayıtlara geçmiştir. Afyon’lu Sayın Osman Ersoy 1973 ve 1978 yıllarında derlemiş olduğu Karya Bölgesi Seramikleri iki gruba ayırdıktan sonra bir grubunu Tire, diğerini ise Efes Müzesi’ne getirmiş ve müzeciler tarafından değere layık görülerek satın alınmıştır. Eserlerin kayıtlarını incelediğimizde bunların kesin buluntu yeri Milas, Bahçeburun(Kafaca-Olymos) ve Damlıboğaz (Hydai) olduğu anlaşılmaktadır. Osman Ersoy 1–3–1978 yılı içinde büyük bir parti halinde Karya Bölgesi buluntusunu da Afyon Müzesi’ne kazandırmıştır. Burada ki kayıtları incelediğimizde, bunların da büyük çoğunluğunun yine Milas, Bahçeburun ve Damlıboğaz Köylerinin olduğunu öğreniyoruz. Seramikler değişik müze ve koleksiyonda olsa da, aynı biçimde ki kapların tümünün yükseklik, ağız ve kaide çapları biri birine oldukça yakındır. Özellikle, maşrapa (olpe), biberon (emzikli olpe), çift kulplu maşrapa (amphoriskos), meyvelik (kylix),fincan ve lebes gamikos gibi kapların tümü hemen hemen aynı ölçülere sahiptir. Örneğin; Tire Müzesi’ndeki kotyle (kotyle. en.no.51),Efes Müzesi’nde korunan ve kesin buluntu yeri belli olmayan kotyle (kotyle. en.no.33/28/73) biçim, bezeme ve ölçüleri tümüyle biri birine yakındır. Her iki müze ve Sayın H. Beden ve K.Uğurbil koleksiyonunda kayıtlı olan kotylenin metoplarını dolduran bezekler bile tamamıyla aynıdır. Beçin kazısında ortaya çıkarılan kotyleler de A. Akarca. “Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137. Ankara 1971. s. 17 ), biçim ve bezeme açısından Efes, Tire, Milas, Bodrum,K.Uğurbil ve H.Beden koleksiyonunda bulunan örnekler kendi aralarında bir bütünü oluşturmaktadır.
Karya Bölgesi Seramikleri, özenle süzülmüş mika özlü hamuru, iyi havalandırılmış fırınlardaki pişirme tekniği ile hemen dikkatimizi çekmektedir. Kapların bir bölümü kendi hamuru ile bir bölümü ise krem renkte ayrı bir astar ile kaplanmıştır. Bezemeler, çoğunlukla koyu kahve, mat siyah veya kiremit kırmızı renk boya ile yapılmıştır. Yerli üretim ve yöresel ustaların kendi buluşları olarak ortaya çıkan Karya Bölgesi Seramikleri arasında çift kulplu maşrapa (amphoriskos), maşrapa (olpe), biberon (emzikli olpe), kotyle ve fincan gibi kaplar büyük çoğunluğu oluşturmaktadır. Geometrik Dönemin çok sevilen bezeme şekli olan içi kafes taramalı üçgen ve baklava dilimi betimi bu kaplarda sevilerek ve yaygın bir şekilde kullanılmıştır. Oinokhoe, skyphos ve fincan gibi kapların omuz ve gövde bölümlerinde oluşturulan metoplara, bu bezemeler büyük bir ustalıkla yerleştirilmiştir. Efes Müzesi’nde bulunan oinokhoe, skyphos ve fincan (en.no.1/30/84, 1/6/85 ve 3/6/85) üzerinde ki üçgen ve baklava dilimi bezeği, Beçin (Mutluca) kazısında ortaya çıkarılan skyphos (a. y. s. 17), Bodrum’daki kotyle ve oinokhoe (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. Ankara 1979. s. 53–60), Milet ve Afyon Müzesi’ndeki skyphos (en.no.1690 ve 7278) gibi kapların gövdelerini süsleyen bezek ve betimlere baktığımızda bunların biri birine çok benzedikleri hatta aynı olduklarını söyleyebiliriz. Değişik müzelere dağılmış ve benzer bezekli kapların kendi aralarında ki birlikteliği görmüş olmamız, bu kapların aynı bölgenin, belki de aynı atölyenin üretimi olduklarını kanıtlamaktadır. Tüm kaplarda metopları ayıran dikey çizgi kümelerinin sayıları değişken olsa bile biçim ve renk özellikleri tamamıyla aynıdır. Kimi boşluk doldurucu bezeklerin metoplara yerleştirilişi gelişigüzel olduğu görülmekte ise de, bu bezemelerin metopların genel düzenlemesine oldukça uygun düştükleri gözlenmektedir. Efes Müzesi’ndeki kotyle (en.no.33/28/73), Bodrum Müzesi’ndeki Turgut (Lagina), Yatağan ve Bahçeburun (Olymos) kotylesi (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. Ankara 1979. s.60”), Tire Müzesi’ndeki kotyle ve lebes gamikos (A. Evren. “Tire Müzesi’ndeki Karia Kökenli Kaplar”. TAD XXIX, Ankara 1991, s.199), H. Beden (51) ve K. Uğurbil koleksiyonunda bulunan kotyle kulplar arasına, gruplar halinde dikey çizgilerin ayırdığı metoplara ‘bazen verevine’ alt alta kesik çizgi betimi yapılmıştır. Kotylelerin tümünde mikalı sarımsı devetüyü renk hamur, krem renk dış astar, koyu veya açık kahve renk iç astar ve aynı renk boya ile yapılmış bezeme hâkimdir. Bezeme; kabın her iki yüzünde aynen tekrar edilmiştir. Diğer örneklerde metop sayısı ve ayırıcı çizgi sayısı aynı olmasına karşın, H.Beden’deki örnekte (en.no. 51) metop sayısı 3, ayırıcı ve kesik çizgi sayısı ise 7 adettir.
Karya Bölgesi buluntuları daha öncede değindiğim gibi, çoğunlukla gruplara ayrılarak değişik müzelere satılmıştır. Örneğin; Osman Ersoy aynı yıl içinde, Karya’dan derlediği eserleri gruplar halinde, Tire, Afyon, Uşak ve Manisa Müzesi’ne teslim edilmiştir. Olasılıkla bu buluntular arasından ayrılan büyük bir eser grubu da, Sami Tanır ve Hasan Sarıbaş tarafından (en.no.10/28/73 ve 1/11/81) Efes Müzesi’ne satılmıştır. Muhittin Birgi, 8-10-1984 yılında oldukça önemli bir Damlıboğaz Köyü buluntusunu Milas Müzesi’ne kazandırmıştır. Bu müzelerde ki Karya Bölgesi buluntuları arasında yer alan kapların kendi aralarında biçim ve bezeme birliği oluşturmaları, bunların aynı yörenin üretimi ve buluntuları olduklarını kanıtlamaktadır. Biçim ve bezeme birliği oluşturan bu kaplar arasındaki ölçü benzerliği de görüşümüzü doğrulamaktadır. Efes, Tire, Milas, Bodrum, Fethiye, Afyon Müzesi ve özel koleksiyonlardaki skyphos ve kotyle gibi kaplara baktığımızda ölçülerinin çok az farkla aynı olduklarını görmekteyiz.
Aynı biçimdeki ve farklı müzelerde bulunan kap örneklerine baktığımızda, bunların hamur ve bezeme benzerliğinin dışında, ölçülerinin bile çoğunlukla biri birine çok yakın olduğunu görüyoruz.
Kabın adı | Buluntu yeri | Bulunduğu Müze | Yük | Ağ.Çapı | Tab.Çapı |
---|---|---|---|---|---|
Kotyle | Karya Böl. | Efes en.no.38/28/73 | 7,2 | 10,8 | 4,6 |
Kotyle | Bahçeburun | Bodrum en.no.5984 | 8,1 | 11 | 4,9 |
Kotyle | Bahçeburun | Tire en.no.78/14 | 7,6 | 9,5 | 4,5 |
Kotyle | Milas | H. Beden en. no. 51 | 8,4 | 12,8 | 4,7 |
Kotyle | Eskihisar | Milas en. no. 678 | 8,5 | 13 | 4,9 |
Kotyle | Karya Böl. | H. Kocabaş. en.no.4520 | 8 | 11 | |
Kotyle | Karya Böl. | H. Kocabaş. en.no.4781 | 9,7 | 13 |
Yukarıda verilen ölçülerde ki çok yakın benzerliği ayrıca, biçim bezeme renk birliğini çift kulplu maşrapa (amphoriskos) tipi kaplarda da görmek olanaklıdır.
Kabın adı | Buluntu yeri | Bulunduğu Müze | Yük | Ağ.Çapı | Tab.Çapı |
---|---|---|---|---|---|
Ç.K.Maşrapa | Karya Böl.(H.Sarıbaş) | Efes. en.no.26/11/81 | 10 | 9,3 | 5,8 |
Ç.K.Maşrapa | Karya Böl (H.Sarıbaş) | Efes. en.no.27/11/81 | 10,6 | 9,5 | 6,3 |
Ç.K.Maşrapa | Karya Böl (H.Sarıbaş) | Efes. en.no.33/11/81 | 12 | 9,5 | 5,6 |
Ç.K.Maşrapa | Karya Böl.(H.Sarıbaş) | Efes. en.no.35/11/81 | 10,5 | 8,6 | 6 |
Ç.K.Maşrapa | Karya Böl.(A.Akbulut) | Efes. en.no.2/06/85 | 9,5 | 9,3 | 5,4 |
Ç.K.Maşrapa | Karya Böl.(D.Sevmez) | Bodrum. en.no.4393 | 11,4 | 8,2 | 4,6 |
Ç.K.Maşrapa | Karya Böl.(D.Sevmez) | Bodrum. en.no.4394 | 11,3 | 8,1 | 4,1 |
Ç.K.Maşrapa | Kepez Kazısı | Bodrum. en.no. 4606 | 12,6 | 9,8 | 5,6 |
Ç.K.Maşrapa | Kepez Kazısı | Bodrum. en.no.4607 | 10,2 | 9 | 5 |
gibi.
Efes, Milas ve Bodrum Müzelerinde (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. Ankara 1979. S. 56) görme olanağını bulduğumuz çift kulplu maşrapalar(amphoriskos) arasındaki biçim ve hamur yapısının oluşturduğu benzerlik ‘devetüyü renk hamur ve bej renk astar’ hemen dikkatimizi çekmektedir (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. Ankara 1979. S. 54). Mat siyah ve koyu kahve renk boya ile astarlanmış ve bezenmiş olmaları da benzer özelliklerdir. Yukarıda ki sıralamada da görüldüğü gibim çoğunda yükseklik ve taban çapları biri birine oldukça yakındır. Maşrapa(olpe),biberon(emzikli olpe) ve diğer kaplarda da aynı birlikteliği görmek olanaklıdır. Kulp aralarında oluşturulan metoplara daha çok dalga betimi yapılmıştır. Bu betim, Sub Geometrik Dönemde( M.Ö. 7 y.y) üretilen kimi kapların ‘skyphos’ dudak altı bezemesi olarak da kullanılmıştır. Dikey çizgi bezemeleri oinokhoe, skyphos, fincan ve kotyle tipi kapların omuzlarını dolduran bezekler de metop ayırıcı betim olarak kullanılmıştır. Bodrum Müzesi’ndeki Bozukbağ oinokhoesi ve Efes Müzesi’ndeki skyphos (1/6/85) ve fincan (3/6/85)gibi kapların betimlerinde de bu bezemeyi görmekteyiz. Mazgal meander, çengel ve T çengel meander betimi daha çok skyphosların dudak altı bezemelerinde görülmektedir. Efes (1/6/85) Milet (1690), Beçin ( A. Akarca. “ Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137, Ankara 1971, s. 14) ve Bodrum (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. Ankara 1979. S. 54) Müzelerindeki skyphoslarda aynı bezeği görmekteyiz. Dirmil (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. Ankara 1979. S. 52) ve Yatağan (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. Ankara 1979. S. 53) oinokhoesi ile yine Dirmil (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. Ankara 1979. S. 52) skyphosu kulpları arasında aynı bezemeyi görmekteyiz. Karya Bölgesi’nde üretilen çift kulplu maşrapalar da (amphoriskos) Attika ile olan biçimsel bağımlılığı giderek ve genel olarak kaybolmuş ve ortadan kalkmıştır.
Bu nedenle kimi açık kaplar, Batı Anadolu’da sadece Karya Bölgesi’nde karşımıza çıkmaktadır. Örneğin; kulpları makara biçimli olan kaplar Anadolu’da Frigler tarafından üretilmiş, yaygın bir şekilde ve oldukça sevilerek kullanılmıştır. Aynı benzerliği Karya Bölgesi’nde üretilen kâse ve meyve kaplarının (kylix) ağız kenarında da görmekteyiz (meyvelik ve tabaklar. en.no. 2/26/73,34/28/73 ve 1/28/73).
Karya Bölgesi’nde üretilen Geç Geometrik Dönem (M.Ö.730–680) kapları arasında benzer biçimde olanların bazıları aynı tarzda bezenmiş olmalarına karşın bazıları biraz daha farklı bezenmiştir. Ancak; aynı dönemin değişik biçimli kapların üzerinde biri birinin aynı bezeme öğelerini ‘baklava dilimi, içi taralı üçgen, gelişmemiş meander, mazgal meander ve T çengel meander’ görmek olanaklıdır. Efes Müzesi’nde korunan oinochoe (en.no. 1/30/84), skyphos (en.no. 1/6/85, 32/11/81 ve 203/33/82), fincan (en.no. 3/6/85), Milet (en.no.1690), Beçin skyphosu (A. Akarca. “Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137, Ankara 1971, s. 14–17 ), Bodrum Müzesi’nde ki oinochoe ve krater (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. Ankara 1979, s. 52–53) ve H. Beden koleksiyonunda bulunan skyphosun gövdesini dolduran bezemeler betimler, tamamıyla biri birinin aynı veya çok az farklılıklar göstermektedirler. Bu kaplar, Dirmil, Lagina, Yatağan, Beçin ve diğer merkezlerde bulunan Geometrik Dönem buluntuları ile zamansal olarak hemen hemen aynıdır. Bu tür bezeme ve betim benzerliğini ‘küçük farklılıkla’ daha geç döneme tarihlenen meyvelikler (M.Ö. 7 yüzyıl sonu) ve tabakların iç ve dış yüzlerini dolduran betimlerde de aynı benzerliği ve özellikleri görmekteyiz (Efes Müzesi. meyvelik. en.no. 1/31/82 ve 34/28/73).
Özellikle, Damlıboğaz (Hydai) Köyü eski eser alanlarından ‘nekropol’ çıkarılan kapların gövdesini dolduran betimlemeler arasında da bu benzerliği net olarak izlemek olanaklıdır. Batı Anadolu’daki müzelere gruplar halinde kazandırılan bu kaplar,farklı kişi ve yerden derlenmiş olmalarına karşın, Karya Bölgesi’nin belirli mezar buluntuları ile aynı bütünü oluşturmaktadır. Yaklaşık iki asırlık bir tarih dilimi içine yayılmış olan bu buluntular arasında daha geç döneme ait kap örneklerini de görmek mümkündür. Erken Klasik ve Helenistik Döneme ait bazı seramikte, aynı gruplar arasında müzelere kazandırılmıştır. Efes, Tire, Afyonkarahisar ve Milas Müzesi depolarında gördüğümüz üzeri siyah firnizle kaplı testi ve oinochoe biçimli kaplar kendi grubu içinde en güzel örnekler arasında sayabiliriz.
Efes Müzesi’nde korunan Karya Bölgesi Seramikleri dönemlerine göre üç ayrı grupta toplamak gerekir. Ayrıca bu kapları biçim ve bezeme özelliklerine göre de gruplara ayırmamız gerekmektedir. Efes Müzesi’nde korunmakta olan Karya Bölgesi buluntusu olan kapları ‘Olgun ve Sub Geometrik Dönem’ yaklaşık iki asırlık bir tarih dilimi içine yayılmaktadır. Özellikle küçük formlu kaplar ‘fincan, çift kulplu maşrapa, maşrapa, biberon, skyphos, kotyle ve lebes gamikos’ Olgun ve Geç Geometrik Dönem (M.Ö. 800–700), büyük formlu kapları ise ‘oinochoe (en.no. 1/30/85 hariç), meyvelik ve kâse gibi kapları Daha geç döneme (Sub Geometrik M.Ö. 680–620) tarihlendirmemiz gerekmektedir.
Yukarıda da değindiğimiz gibi, farklı forma sahip olan kapların gövdelerinde çoğunlukla benzer bezeme öğelerini görüyoruz. Bu amaçla aynı döneme tarihlendirdiğimiz eserler arasında yer alan kaplar, bezeme ve fırça tekniği yönünden de aynı dönem özelliklerini ve benzerliklerini göstermektedir. Özellikle Milas çevresinde ki antik yerleşkelerde bulunmuş olmalarına karşın ‘Dirmil, Lagina, Yatağan, Milas, Ören, Beçin, Ayaklı, Bahçeburun ve Damlıboğaz‘ aynı dönem içinde yer alan kaplar, biçim, hamur, fırça tekniği ve bezeme öğeleri bakımından tam bir benzerlik ve birliktelik oluşturmaktadır. Efes Müzesi’nde korunan skyphos, fincan, çift kulplu maşrapa, maşrapa, kotyle ve lebes gamikos gibi kaplar (en.no. 1/6/85, 3/6/85, 2/6/85, 6/11/81 ve 13/28/73), Tire (A. Evren. “Tire Müzesi’ndeki Karia Kökenli Kaplar”. TAD XXIX, Ankara 1991, s.299), Bodrum (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. TTKY VI, Ankara 1979, s. 61), Milet (en.no. 878–979) ve H. Beden koleksiyonunda bulunan skyphos, maşrapa ve kotyle gibi kaplar arasında biçim ve bezeme anlayışı açısından Olgun ve Geç Geometrik Dönem özelliklerini açıkça görmek mümkündür. Karya Bölgesi çömlek evlerinde üretilmiş olan seramikler küçük bazı farklılıkla üretilmiş, ustalarının yerel buluşları olarak ve kendi kişiliklerini kazanarak Doğu Yunan seramiğine yeni buluşlarını kazandırmışlar. Efes, Tire, Afyon, Milas, Milet, Fethiye ve Bodrum Müzeleri ile özel koleksiyonda yer alan Karya Bölgesi kapları arasında gerekli karşılaştırma ve benzerlikleri saptayabilmek için bu kaplar üzerinde yer alan betim ve bezeme biçimlerine kısaca değinmekte yarar bulunmaktadır.
Bu bezeme biçimi daha çok meyvelik, oinokhoe ve kantharos biçimli kapların iç ve dış yüzlerinde görülmektedir. Gri ve kiremit kırmızı renk hamurlu olan kapların bezekleri mat siyah, kahve ve kırmızıya kaçan tonlardadır (en.no. 2/26/73 – 34/28/73 – 21/11/81 ve 26/28/73).
Bu bezeme kimi kaplarda tek başına ‘Tire Müzesi’ndeki meyvelikler (en.no. 827 - 855)’ ve Efes Müzesi’ndeki skyphos(en.no. 32/11/81) örneğinde olduğu gibi metoplarda, ayırıcı bezek olarak kullanılmıştır.
Efes (en.no. 2/26/73) ve Tire (A. Evren. “Tire Müzesi’ndeki Karia Kökenli Kaplar”. TAD XXIX, Ankara 1991, s.299) Müzesi’ndeki meyve tabaklarının ön yüzlerinde, karakterleri aynı olan bezeme yapılmıştır. Tire Müzesi’ndeki Milas Bahçeburun(Olymos) buluntusu olan meyveliğin iç yüzüne ışın demetinin arasına haç, Efes’teki örnekte ise ışın demetlerinin arasına ters çengel ve meander betimi yapılmıştır (en.no. 2/26/73). Betimlemeler genellikle mat siyah ve kahve renk boya ile yapılmıştır. Benzer bezemeyi Milas Müzesi’ndeki Damlıboğaz Köyü buluntuları arasında yer alan meyveliğin (en.no. 890) ve Afyon Müzesi’ndeki Bahçeburun buluntusu olan meyveliğin (en.no. 7442) iç yüzünde de görmekteyiz.
Karya Bölgesi çömlekçilerinin öz buluşu olan bu tür betimleme daha çok kotyle ve lebes gamikos gibi kapların kulpları arasında ki boşluklarda oluşturulan metoplara yapılmıştır. Örneğin Efes kotylesi (en.no. 33/28/73), Tire kotylesi (en.no. 78/14),lebes gamikosu (en.no. 854) ve H. Beden koleksiyonundaki kotyle (en.no. 51) kulpları arasına dikey çizgi kümelerinin ayırdığı metoplara kesik çizgi betimi yapılmıştır. Benzer bezemeyi Milas Müzesi’ndeki (en.no. 1110) oinochoenin gövdesini süsleyen betimlerin arasında da aynı betimi görmekteyiz. Bu kap 1988 yılında Damlıboğaz (Hydai) Köyü’nde bulunmuş ve derleyici Selim Dumlu’dan satın alınarak müzeye kazandırılmıştır. Yine Milas Müzesi’nde korunan kotyle (en.no. 678) dikey çizgi kümelerinin ayırdığı metoplara altışarlı ve alt alta kesik çizgi betimi yapılmıştır. Bu kotyle, Eskihisar (Stratonikeia) kazılarında bulunmuş olup M.Ö. 7. yüzyıla tarihlenmektedir.
Efes Müzesi’ndeki oinokhoe (en.no. 15/28/73) ve Bahçeburun’da (Olymos) bulunup şu an Tire Müzesi’nde korunan meyveliğin (A. Evren. “Tire Müzesi’ndeki Karia Kökenli Kaplar”. TAD XXIX, Ankara 1991, s. 201) iç yüzünde bu betim kullanılmıştır. Biraz daha farklı tarzda ki bezeme türünü Kassel’de bulunan bazı oinokhoelerin (P. Gerçke. “Funde aus der Antike”. Kassel 1981, s. 34–35) omuz betimlerinde görmekteyiz. Bu betimi biraz yozlaşmış haliyle Kepez testisinde (A. Akarca. “Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137, Ankara 1971, s. 20) ve Tire Müzesi’ndeki oinokhoenin (A. Evren. “Tire Müzesi’ndeki Karia Kökenli Kaplar”. TAD XXIX, Ankara 1991, s. 204) omuz bölümünde de görebiliyoruz. Sayın Akarca, Kepez testisini Sub Geometrik Dönem (M.Ö. 7. y.y.) tarihlendirmektedir. Aynı biçim, betim ve hamur yapısına sahip olan Efes Müzesi’ndeki benzerlerini de M.Ö. 7. yüzyıla tarihlendirmemiz doğru olur. Bu betimler, bazı oinokhoelerin (en.no. 15/28/73) ana frizini sınırlayan bandın hemen altına sekizli, kimi meyveliklerin (en.no. 2/26/73) içine on dört veya onbeşli guruplar halinde yapılmıştır.
Karya Bölgesi’nde üretilen oinochoe, skyphos ve meyveliklerin boyun ve gövde bölümlerine bazen tek başına, kimi zamanda diğer betimlerin arasına tamamlayıcı bir betim olarak yapılmıştır. Örneğin Milas Müzesi’ndeki ayaklı dinosun (en.no. 874) gövdesinde, Efes Müzesi’ndeki meyvelik (en.no. 1/31/82) iç yüzünde ve daha gelişmiş örnekleri ise oinochoelerin boyun bölümlerinde ki betimlerde kullanılmıştır. Örneğin; Efes Müzesi’ndeki oinokhoeler (en.no. 26/28/73 ve 23/28/73) İasos – Kıyıkışlacık bulunan skyphos parçasında (en.no. İ 78-4524) ağız kenarındaki betimde gelişmemiş meander, içi kafes taramalı baklava dilimi,büyük üçgen ve bunun tepesinde çengel meander (hayat ağacı) betimi bulunmaktadır.
Gelişmemiş meander, Dirmil oda mezarının batısında bulunan ve M.Ö. 8. yüzyıla tarihlenen skyphos (en.no. 600) ağız kenarının altında ki metopta bu betim yapılmıştır. Üçüncü panoya Iasos, Milas ve Milet örneğinde olduğu gibi kelebek betimi yapılmıştır. Milet örneğinde üçüncü metopa gelişmemiş meander betimi yapılmıştır. Efes’teki skyphos (en.no. 1/6/85.) örneğinde her iki yüzünde, küçük bazı farklılıkla bezeme aynen tekrar edilmiştir (en.no. 1690). Ana metopta içi taralı üçgen ve bunun tepesinde yer alan çengel meander hemen aynıdır. Ancak; birinde T çengel meanderin altına kar tanesi, diğer yüzde ise üçlü nokta betimi yapılmıştır. Bu tür nokta bezek gruplarını daha geç döneme tarihlendirebileceğimiz oinokhoelerin gövdesindeki betimlerde de görmekteyiz (en.no. 26–28–73). Gelişmiş meander betimi daha çok oinochoelerin boyun bölümüne ve iki ince bandın sınırlandırdığı panoların içine yapılmıştır.
Dil betimi daha çok oinochoe tipi kaplarda tamamlayıcı bir betim olarak kullanılmıştır. Örneğin; Efes (en.no. 15–28–73), Tire (en.no. 78–9) ve Kassel (P. Gerçke. “Funde aus der Antike”.Kassel 1981. s. 66) örneklerinde ana metoplarda kuğu ve kaz betiminin yanında birlikte verilmiştir. Dil betimi, krem renk ana zemin üzerine açık kahve renk çizgi ile sınırlandırılmış ve içi mat siyah veya kahve renk boya ile doldurulmuştur.
Yay betimi, Karya Bölgesi’nin büyük formlu “testi ve oinokhoe” kapların gövdelerinde görülmektedir. Erken döneme tarihlenen örneklerde bu betim özellikle frizlere yerleştirilmişken, Bahçeburun (A. Evren. “Tire Müzesi’ndeki Karia Kökenli Kaplar”. TAD XXIX, Ankara 1991, s. 204) ve Kassel (P.Gerçke. “Funde aus der Antike”. Kassel 1981. s. 66) oinokhoede üç ayrı frizde ve bir birini takip eden diziler halinde betimlenmiştir. Bu betimin biraz daha ilkel biçimini Karya Bölgesi’nin farklı buluntu yerlerinden gelen maşrapa (en.no. 1/11/81 ve 9/11/81 arası) ve biberonlar (en.no. 222/33/82 ve 4/31/82) ve bazı oinokhoelerin (en.no. 27/28/73) omuz bölümlerinde ki betimlerde görmekteyiz. Aynı betimi 29–10–2000 yılında yapılan kazıda ele geçirilen maşrapada da (en.no. 2807) görmekteyiz.
Örgü betimi genel olarak, testi ve oinokhoelerin “Efes (oinochoe. en.no. 15/28/73), Tire (A. Evren. “Tire Müzesi’ndeki Karia Kökenli Kaplar”. TAD XXIX, Ankara 1991, s. 207), Kassel (P.Gerçke. “Funde aus der Antike”. Kassel 1981. s.36–48–50 ve 64), Chicago (R. M. Cook. “A List of Carien Orientalizing Pottery”. OxfJA 18/1,Oxford 1999, s. 87) “boyun bölümlerinde ana betim, gövde frizlerinde ise metopları ayırıcı betim olarak yapılmıştır. Örgü betimi, koyu kahve renk birer çizgi ile sınırlandırılmıştır. Krem renk ana zemine mat siyah ve kırmızıya kaçan koyu kahve renk boya ile betimlenmiştir. Bu betim daha çok Geç Geometrik Dönem’e tarihlenen büyük boy kapların betimlemelerinde görülmektedir.
Bu bezemeyi Olgun ve Sub Geometrik Döneme tarihlendirilen ve değişik biçimde olan birçok kabın boyun ve gövde betimlerinde görmekteyiz. Örneğin; Efes (en.no. 1/6/85) Afyon (en.no.7278),Milet (en.no. 1690), İasos (en.no. İ.78-4524) skyphosları ile, Bodrum Müzesi’ndeki Turgut - Bozukbağ oinokhoesi (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. Ankara 1979, s. 19–20 ve 26), Efes oinokhoesi (en.no.1/30/84) ve Milas Müzesi’ndeki küp (en.no. 878) ve ayaklı krater (en.no. 2775) boyunda kulplar arasına ve gövde de omuz bölümüne betimlenmiştir. Bu betimin daha dejenere olan örnekleri, Geç Geometrik Dönem’e tarihlendirilen ana metoplarında yer alan kuğu veya kaz betimi ile birlikte betimlenmiştir. Betimlerde krem,koyu kahve ve mat siyah renk boya kullanılmıştır.
Bu betim testi ve oinokhoe gibi kaplarda ana bezek olarak kullanıldığı gibi (testi. en.no.23/28/73), kimi meyve tabaklarının altında (34/28/73 ve 32/28/73) gerçek görünümleri ile betimlenmiştir. Meyve kabında görülen kuş betimi, Lagina oinokhoesi (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. Ankara 1979, s. 53), meyvelik (A. Akarca. “Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137, Ankara 1971, s. 48), kotyle (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. Ankara 1979, s. 25-28 ve 27) ve Kepez kotylesinde (A. Akarca. “Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137, Ankara 1971, s. 17) görülen kuş betiminden farklı olarak “linear değil” gerçekçi bir anlatımla betimlenmiştir. Efes oinokhoesinde (en.no. 15/28/73) gördüğümüz kuğu betimini, Kassel’deki (P.Gerçke. “Funde aus der Antike”. Kassel 1981. s. 66) kimi oinokhoelerin omuz betimlerinde de görmekteyiz. Kassel (P.Gerçke. “Funde aus der Antike”. Kassel 1981. s. 30), Bochum (en.no. 987) ve Harvard’daki testilerin (R. M. Cook. “A Carian Wild Goat Workshop”. OxfJA 12, Oxford 1993, s. 113) üzerinde ise kuğu betiminden çok kaz betimini görmekteyiz. Kuğu betiminin daha stilize olan kimi örneklerini ise kotyle tipi (Milas. en.no. 2807) kapların ana metoplarında verilmiştir.
Karya Bölgesi buluntularında gördüğümüz bu betimler, stilize olmaktan öteye daha gerçekçi anlamda betimlenmiştir. Kanat ve boyun bölümleri mat siyah boya ile doldurulmuştur. Tire Müzesi’ndeki oinokhoe de (en.no. 78/9) gördüğümüz kaz betimi,özellikle Frygia kaplarında gördüğümüz başını geriye çevirmiş kaz betimine oldukça benzerdir.
Karya Bölgesi’nde “daha çok Milas, Bahçeburun, Damlıboğaz, Turgut ve Ayaklı” bulunup Efes Müzesi’ne ulaşan bu kapları, biçim ve bezeksel yönden bir sıralamaya tabii tutmamız gerekmektedir. Özellikle Olgun ve Geç Geometrik Dönem zaman dilimine tarihlendireceğimiz bu kapları, aşağıda ki başlıklar altında toplamamızda yarar bulunmaktadır.
İyi süzülmüş mika katkılı açık kiremit renk hamura sahiptir. Betimler koyu kahve renk boya ile yapılmıştır. Omuzda, dikey altılı çizgilerin ayırdığı metoplara büyük üçgen, dikey ve yatay baklava dilimi ve kum saati gibi betimler yapılmıştır. Gövdenin en geniş ve kaideye yakın bölümlerinde üç adet kuşak yapılmıştır. Efes Müzesi’ndeki oinochoe, Bodrum Müzesi’ndeki Lagina (Bozukbağ) oinochoesi (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. Ankara 1979, s. 19–20) gibi uzun ve dar bir boyun yapısı ile yuvarlak kesitli bir kulp yapısına sahip olmalıydı. Milas Müzesi’nde yer alan lekythos(en.no. 2737) gövde ve boyun yapısı, hamur, bezeme, renk gibi özellikleri tamamıyla benzerlikler oluşturmaktadır.
Benzerlerine baktığımızda, Efes’deki örneğinde dar boyun ve yonca ağız yapısına sahip olduğunu söyleyebiliriz. Benzerleri (betim ve biçim olarak):
Efes Müzesi’ne farklı yıllarda yine farklı kişiler tarafından üç adet skyphos pazarlanmıştır. Bu kaplar gövde biçimleri yarım küre ve biraz daha sivri biçimli olarak iki ana tipi bulunmaktadır. Yuvarlak ve geniş skyphoslar, Protogeometrik Dönem biçim özelliklerini sürdürmektedir. Skyphosların ikinci tipi, Korint ve Argos kökenli olarak kabul edilen gövdesi yumurta biçimli ve ağız kenarı hafif içe dönük olan tipleridir. Birinci tipte (yuvarlak) kulplar gövdeden eğimli ve yatay olarak yükselir, ikinci tipte ise kulplar çok defa gövdeden yatay olarak çıkmaktadır. Her iki tipin ağız kenarı hafifçe oyuntulu olanları bulunmaktadır. Bu ayrıntı çoğu kez skyphos biçiminin gelişiminde erken bir özellik olarak ileri sürülmüştür. Metop bezemelerinde çoğunlukla bir birine çok yakın betimler kullanılmıştır. Balıksırtı ve bu betimin soysuzlaşmış biçimleri olan alt alta dizilmiş küçük fırça darbeleri üzerinde şeklini yitirmiş anahtar biçimli menderes bulunan üçgenler betimlenmiştir.
Skyphoslar, Protogeometrik Dönem’de (M.Ö. 1000–900) halka kaideden konik, Erken Geometrik Dönem’de (M.Ö. 900–850) ise tekrar halka kaideye dönüşürler. Sayın Coşkun Özgünel, konik kaideli skyphosların kökenini Miken III A’ya dek giden alçak kaideli çanaklarda aramak gerekir demektedir (C. Özgünel. “Batı Anadolu İçerilerinde Miken Etkinlikleri”. Belleten 187. Ankara 1984). Efes Müzesi’ndeki skyphoslar çan biçimli gövdeli ve halka kaideli olup, kulplar birinci tip skyphoslar gibi gövdeden yatay olarak çıkmakta ve tatlı bir eğimle yükselmektedir. Milas Müzesi başkanlığında yürütülen kurtarma kazısı sonucu ele geçirilen üç adet skyphosta (3,4,5) benzerleri gibi gövde, ağız, kaide ve betim olarak biri birine oldukça yakındır. 4 nolu kabın kulpları arasına dikey beşli çizgilerin ayırdığı metoplara yanlarda içi kafes taramalı baklava dilimi ortada ise alt alta üç dalga betim yapılıştır. 5 nolu skyphos, Efes ve Milet örneklerinde olduğu gibi kulplar arasında oluşturulan metoplara köşelerde hayat ağaçlarının yükseldiği içi kafes taramalı baklava dilimi betimi bulunmaktadır. Kapların hamur yapısı ve betimleri süsleyen boya özellikleri de tamamıyla benzerdir.
Sayın A. Akarca, Milas Beçin – Kepez altı kazısında bulunan, biraz daha itinasız ve basit bezekli örnekleri M.Ö. 8. yüzyılın son çeyreğine, Sayın C.Özgünel’de, Dirmil buluntusu olan skyphos örneklerini yine aynı tarihe ”Geç Geometrik Dönem’e (M.Ö. 750–700)” tarihlemektedir. Efes Müzesi’ndeki örnekleri de bütün bu benzerlerine dayanarak M.Ö. 8. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirmemiz doğru olur.
Gövde çan biçimli, kaide halka şeklindedir. Yatay şerit kulplar gövdeden çıktıktan sonra tatlı bir eğim ile yükselmektedir. Ağız kenarı içe dönük ve hafif oyuntuludur. İyi süzülmüş koyu devetüyü renk hamur, koyu kahve ve metalik renk bezeklidir. Kulplar arasında ki bezeme yatay ince kuşaklarla sınırlandırılmış, dikey dörtlü çizgilerle metoplara ayrılmıştır. Bu metoplarda kulplara yakın olanlara içi kafes taramalı büyük üçgen betimi, ortada ise içi kafes taramalı yarım üçgen betiminin üstüne hayat ağacı betimi yapılmıştır. Betimler her iki yüzde de aynen tekrar edilmiştir. Gövdenin altı ve içi tümüyle metalik siyah boya ile kaplıdır. Benzerleri (betim ve biçim olarak):
Gövde çan biçimli ve halka kaidelidir. Hafif eğimli yatay şerit kulpludur. Ağız kenarı keskindir. İyi süzülmüş mika katkılı koyu devetüyü renk hamurludur. Koyu kahve renk bezeklidir. Bu yapısı ile daha çok Bodrum, Tire ve H. Beden koleksiyonunda ki kotyleye benzemektedir. Birçoğunda olduğu gibi bezeme her iki yüzde tekrar edilmiştir.
Gövde çan biçimli ve halka kaidelidir. Hafif eğimli yatay şerit kulpludur. İyi süzülmüş devetüyü renk hamurludur. Mat siyah renk astar ve aynı renk bezemelidir. Gövdenin içi de diğerleri gibi mat siyah renk astarlıdır. Ağız kenarı Efes (en.no. 1/6/85), Milet (en.no. 1690), Afyon (en.no. 7277 ve 7278) ve Milas Müzesi (en.no. 2775, 874 ve 876) bulunan skyphoslar ile tam bir benzerlik oluşturur.
Gövde çan biçimli ve halka kaidelidir. Hafif eğimli yatay şerit kulpludur. İyi süzülmüş açık kiremit renk hamurludur. Koyu kahve ve mat siyah renk bezek ve astarlıdır. Ölçüleri hariç betim olarak Iasos (en. no. İ 78/4524) skyphos ile tamamıyla aynıdır. Her ikisinde birinci frizde ki metoplara iki adet içi kafes taramalı baklava dilimi, ortada hayat ağaçlı (çengel meander), büyük üçgen ve gelişmemi meander betimi, ikinci frizde ise dikey üç çizginin ayırdığı metoplara kelebek betimi yapılmıştır. Aynı bezeme tarzını Milas Müzesi’nde korunan Damlıboğaz buluntularında da görmekteyiz.
Gövde çan biçimli ve halka kaidelidir. Gövdeden çıkan yatay şerit kulp, diğerlerinden farklı olarak biraz daha dikeydir. Ağız kenarı, Efes Müzesi (en.no. 203/33/82), Milas Müzesi (en. no. 2741) ve diğer benzerleri gibi hafif oyuntuludur. Koyu devetüyü renk hamura sahiptir. Koyu kahve ve mat siyah renk betim ve astarlıdır. Kulplar arasına dikey çizgilerin ayırdığı üç adet metopta içi kafes taramalı yarım ve tam üçgen betimi yapılmıştır. Ortadaki metopta her iki üçgenin arasına baklava dilimi betimi yapılmıştır. Bu betim her iki kulpun arasına ve iki yüzde de tekrar edilmiştir. Gövdenin içi ve diğer bölümleri mat siyah renk astarlıdır.
Gövde benzerleri gibi hafif çan biçimlidir. Ağız kenarı hafif oyuntuludur. Şerit kulplar gövdeden yatay olarak çıktıktan sonra hafifçe yükselmektedir. Halka kaidelidir. Kulpların arasına dikey şeritlerin ayırdığı metoplara yaprak ve yatay çavuş betimi yapılmıştır. Betimler her iki yüzde de tekrar edilmiştir. Bu tip betimleri Milas Müzesi’ndeki kotyleler ve diğer kaplarda da görmekteyiz.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur ve krem renk astar ve kahve renk betimlidir. Ağız kenarlı ve dışa dönüktür. Kulplar arasında ki panoya iç içe dairelerin oluşturduğu altı adet çember betimi yapılmıştır. Bu betim her iki yüzde tekrar edilmiştir. Benzer betimleri yörenin birçok kabında görmekteyiz.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur ve krem renk astarlıdır. Bezeme kahve renkten kızıla çalan renktedir. Bezeme iki yüzde de tekrar edilmiştir. Dikey çizgi gruplarının ayırdığı metoplara dalga ve içi kafes taralı baklava dilimi betimi yapılmıştır. Bezeme ve biçim olarak Efes, Afyon ve diğer Müzelerde ki örnekler ile tamamıyla aynıdır.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur, krem renk astarlı ve Kahveden kızıla çalan renk bezemelidir. Panosunda 2736 Envanterli krater gibi iç içe geçmiş dairelerle betimlidir.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur yapısına sahiptir. Krem renkte astarlıdır. Bezeme kızıldan mat siyaha çalan renktedir. Gövdede dikey ve yatay çizgilerin ayırdığı metoplara içi kafes taramalı dikey ve yatay üçgen betimleri yapılmıştır. Ağız altında dama şeklinde betimler vardır. Gövdenin alt bölümünde dar ve enli kuşaklar yapılmıştır. Bu tarz içi kafes taramalı üçgen betimlerini, Efes, Afyon, Iasos ve Milet Müzesi’ndeki oinokhoe ve skyphos gibi kapların gövdesinde de görmekteyiz.
Yine, Milas Müzesi’nde korunan 878 envanter nolu küp, 874 ve 875 envanterli Ayaklı Dinosların boyun ve gövdelerini dolduran betimlerde tümüyle benzerlikleri görmek olanaklıdır. 878 nolu küpün boyun ve gövdesinde iç içe geçmiş daireler ve içi kafes taramalı üçgen betimi, Erken Geometrik Dönem Karya Bölgesi çömlekçilerinin severek kullandıkları betimlerdir. Bodrum Müzesi’nden Milas Müzesi’ne devredilen bu kaplar, Milas - Damlıboğaz (Hydai) Köyünde bulunmuştur. Ayaklı dinosun (874) gövdesinde, kulplar arasında simetrik olarak oluşturulan panolara yine erken dönem özelliği olan gelişmemiş meander betiminin yapılmış olduğunu görüyoruz.
Gövde de omuz bölümünde çıkıntı şeklinde ki kulplar arasına gelişmemiş meander betimi yapılmıştır. İyi süzülmüş bir hamur yapısı ile iyi havalandırılmış bir fırında pişirilmiştir. Kulplar arasına ve omuz bölümüne gelişmemiş meander betimi yapılmıştır. Bu tip bezemeyi, Milet Müzesi’ndeki 1690 nolu skyphosun betiminde de görmekteyiz. Aynı bezemeyi farklı bir biçimde Tire Müzesi’ndeki meyveliğin içinde de görmekteyiz.
Yüksek kaideli bu kabın hamur yapısı da, Milas çevresinde bulunan kaplar ile tamamıyla aynıdır. 1977 yılında Tire Müzesi’ne ulaşan skyphos,dudak altında yer alan panodaki yatay çavuş(balık sırtı) bezemesi ile erken dönem özelliği yansıtmaktadır. Bu bezeme anlayışı birçok kapta metopları ayırıcı betim olarak,meyveliklerde ise iç dekorasyon olarak kullanılmıştır. Tire Müzesi’ndeki kotylenin dudak altında ve meyveliğin (827) iç yüzünde aynı betimi görüyoruz.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur ve kiremit kırmızı renk bezeklidir. Ağız kenarı,hafif içe dönük gövde çan biçimli,simetrik yatay kulplar ağız kenarına doğru yükselmektedir. Kaide,oldukça yüksektir. Bu yapısı ile, Milas (ayaklı dinos 2775), Tire (skyphos 855), Afyonkarahisar (skyphos 7278) ve Efes (skyphos 32-11-81) gibi kaplar ile çok benzerdir. Gövdeyi dolduran,metopları ayıran dikey çizgiler,bunların içinde balık sırtı,metoplarda ise içi kafes taramalı baklava ve üçgen bezemeler bulunmaktadır. Bezemeler, Efes Müzesi (oinokhoe. 1/30/84, skyphos 31/11/81, fincan 3/6/85 ve kotyle 33/28/73), Milas Müzesi (skyphos 274 ve kotyle 678), Afyonkarahisar Müzesi (skyphos 7278) ve Tire Müzesi (kotyle 78/14) yer alan kapların gövdesinde yer alan bezekler ile tümüyle benzerdir. H. Beden ve K. Uğurbil koleksiyonundaki kotylelerde aynı tür bezemeyi görmekteyiz. Bütün bu kapların geliş yerlerini incelediğimizde buluntu yerlerinin genel olarak Milas-Damlıboğaz, Bahçeburn ve Beçin olduğunu saptıyoruz. Geç Geometrik Dönem’e (M.Ö. 750-700) tarihlenen bu kaplar, Bodrum Müzesi’ndeki (C. Özgünel. “Dirmil’de (Gökçebel) Bulunmuş Geometrik Kaplar”. Belleten 157.Ankara 1976) benzerleri ile aynıdır.
Efes Müzesi’ne ulaşan fincanları, biçimlerine göre iki ayrı grupta toplamamız gerekmektedir. Birinci grupta ki fincanlar mika katkılı devetüyü renk hamurlu ve keskin ağızlıdır. Gövdeden tabana geçiş keskin açılıdır. Taban düzdür. Ağız kenarından çıkan şerit kulp, gövdeye açılı alanda birleşmektedir (J. Kleine. “Milet”. İstMitt 29. Tübingen 1979, s 109). Büyük bir bölümü madeni parlaklıkta ve mat siyah renk astarlıdır. Bir bölümü ise ağız ve gövdenin açılı alanında kendi hamuru ile bezeklidir (R. Stupperich – H.A. Richter. ”Griechische Vasen in der Üniversitat Mannheim”.Mannheim 1994. s.36). İkinci grupta yer alan ve bazıları tırfıl ağızlı olan fincanlar da, birinci grupta yer alan örnekler gibi aynı hamur ve bezeme benzerliğine sahiptir. Her iki gruba giren fincan örneklerini Milas Müzesi (en.no. 2791, 956 ve 957) Milet (J. Kleine. “Milet”. İstMitt 29. Tübingen 1979, s 35), Iasos (D. Levi. “İasos. Le Campagne Di Scavo 1969-1970”, Roma 1971. s. 461) ve Kepez (A. Akarca. “Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı” Belleten 137, Ankara 1971. s. 11) kazısında ortaya çıkarılan eserler arasında da görmek olanaklıdır. Hamur, biçim ve betim benzerliklerine dayanarak Efes Müzesi’ndeki, Karya Bölgesi fincan örneklerini de Beçin - Kepez altı (A. Akarca. “Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı” Belleten 137, Ankara 1971. s. 16), Iasos (D. Levi. “İasos. Le Campagne Di Scavo 1969-1970”, Roma 1971. s. 461) ve Mannheim (R. Stupperich – H.A. Richter. ”Griechische Vasen in der Üniversitat Mannheim”.Mannheim 1994. s.36) örnekleri gibi Geç Geometrik Döneme (M.Ö. 750-700) tarihlendirmemiz gerekir.
Gövde derin tabana doğru daralmakta ve taban düzdür. Ağız kenarından çıkan dikey şerit kulp, açılı alanda gövde ile birleşmektedir. İyi süzülmüş koyu devetüyü renk hamurludur. Krem renk astar ve koyu kahveden mat siyaha çalan renk bezeklidir. Ağız kenarı ve açılı alan arasında oluşturulan frizde beş adet metop bulunmaktadır. Metopları üçerli gruplar halinde çizgiler ayırmaktadır. Ortada ki metopta yatay merdiven betimi, diğerlerinde ise içi kafes taramalı baklava dilimi betimi yapılmıştır. Bu betimi Efes Müzesi’ndeki testide olduğu gibi(en.no. 1/30/84), Dirmil’de (Gökçebel) bulunup (C. Özgünel. “Dirmil’de (Gökçebel) Bulunmuş Geometrik Kaplar”. Belleten 157, Ankara 1976), Bodrum Müzesi’nde korunan “Dirmil Amphorası ve bazı kap parçaları” ile Karya Bölgesi’nin değişik biçimli birçok kabının üzerindeki bezemelerde de tümüyle benzer özellikleri görmekteyiz. Benzerleri (betim ve biçim olarak):
Betim benzerliği olan kaplar:
Gövde derin ve tabana doğru daralarak inmektedir. Tabana geçiş hafif açılıdır. Taban düz. Dikey şerit kulp açılı alanda gövde ile birleşmektedir. Koyu devetüyü renk hamura sahiptir. Kabın tümü iç ve dış koyu kahve ve mat siyah renk astarlıdır. Kendi grubu ile tam bir benzerlik oluşturur.
Gövde derin ve tabana geçişi keskin açılıdır. Taban düz. Dikey şerit kulpludur. Koyu devetüyü renk hamura sahiptir. Kabın içi ve dışı tümüyle mat siyah renk astarlıdır. Kendi grubu ile benzer.
Gövde derin, tabana doğru hafif bir daralma yapmaktadır. Tabana geçiş keskin açılıdır. Hafif bir kaide oluşturulmuştur. Dikey şerit kulpludur. Taban hariç kabın tümü metalik renk astarlıdır. Fincanın ağız kenarı ve açılı alanda krem renk kuşak bulunmaktadır. Devetüyü renk hamura sahiptir. Kendi grubu ile benzer.
Gövde derin ve tabana doğru hafif bir daralma yapmaktadır. Tabana geçiş keskin açılıdır. Taban düzdür. Dikey ince şerit kulpludur. Kabın içi ve dışı mat siyah renk astarlıdır. Ağız kenarı ve açılı alanda krem renk kuşak bulunmaktadır. Devetüyü renk hamura sahiptir. Kendi grubu ile benzer.
Gövde derin ve tabana doğru hafif daralmaktadır. Tabana geçiş keskin açılıdır. Taban hafif halka kaidelidir. Dikey şerit kulpludur. Kabın içi ve dışı mat siyah renk astarlıdır. Devetüyü renk hamura sahiptir. Kendi grubu ile benzer.
Gövde derin ve tabana doğru çok hafif daralmaktadır. Tabana geçiş keskin açılıdır. Taban hafif yüksek ve halka şeklindedir. Dikey yassı şerit kulpludur. Açılı alan ve kulpun içinde krem renk kuşaklıdır. Kabın içi ve dışı metalik renk astarlıdır. Kendi grubu ile benzer.
Gövde derin, tabana doğru daralmakta ve kalın cidarlıdır. Tabana geçiş keskin açılı ve taban düzdür. Açılı alanda krem renk kuşaklıdır. Açık devetüyü renk hamurludur. Dikey şerit kulpludur. Kabın içi ve dışı tortu kaplamış. Kendi grubu ile benzer.
Gövde derin, tabana doğru daralmakta ve ince cidarlıdır. Tabana geçiş keskin açılıdır. Taban hafif yüksek ve taban düzdür. Dikey şerit kulpludur. Kabın içi ve dışı kahve renk astarlıdır. Kendi grubu ile benzerdir.
(A. Evren.- C. İçten. “Selçuk-Efes 3447 Parsel Kurtarma Kazısı”. G.G.S. İzmir 1997, s. 41-50)
Kremasyon mezarın alt kısmında açığa çıkarılan küpün hemen ağız bölümünde toprak dolgu içinde bir adet fincan ve biberon (emzikli olpe) saptanmıştır. Kremasyon mezar ve içindeki pelike M.Ö.5 yüzyıla tarihlenmiştir. Bu nedenle alttaki buluntuları ise daha erken tarihe tarihlendirmemiz gerekmektedir. Fincan ve biberon,genel olarak Milas çevresinde bulunan kaplarla çok yakın benzerlik göstermektedir.
Biçim, bezeme ve hamur benzerleri gibidir. Gövde de dudak altı ve kulpun hemen altında kendi hamuru ile kuşaklar yapılmıştır. Astar kiremit kırmızı renktedir.
Biçim, bezeme ve hamur benzerleri gibidir.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamura sahiptir. Kulpun hemen altında kendi hamuru ile kuşak oluşturulmuştur. Gövde tümü ile kiremit renk astarlıdır. Biçim, bezeme ve hamur benzerleri gibidir.
Bu fincanların dışında, Damlıboğaz (Hydai) Köyünde bulunup Milas Müzesi’nde korunan 4 adet fincan (en.no. 859, 860, 861 ve 862) daha bulunmaktadır.
Gövde hafif yayvan ve derindir. Dudak yuvarlak kesitli, gövde tabana doğru açılı ve taban düzdür. Gövde cidarı etlidir. Dikey şerit kulpludur. Kabın içi ve dışı kızıl renk astarlıdır. Açılı alanda krem renk kuşak var. Açık devetüyü renk hamurludur.
Gövde derin, ağız kenarı hafif keskin, tabana geçiş hafif açılı ve taban düzdür. Dikey şerit kulp biraz etlidir. Açık devetüyü renk hamurludur. Kabın içi ve dışı metalik renk astarlıdır.
Gövde hafif yayvan ve derindir. Ağız keskin kenarlıdır. Tabana geçiş hafif açılı ve taban düzdür. Dikey ince şerit kulpludur. Kabın içi ve dışı kızıla kaçan renk astarlıdır. Açılı alanda kendi hamuru ile ince bir kuşak oluşturulmuştur. Açık kiremit renk ve özlü bir hamura sahiptir.
Gövde derin, ağız hafif keskin kenarlı ve yonca ağızlıdır. Tabana geçiş hafif açılı ve taban düzdür. Dikey yassı kulpludur. Devetüyü renk ve kaba bir hamura sahiptir.
Gövde yarım küre biçimli ve oldukça derindir. Ağız keskin kenarlı ve dışa dönük. Dikey şerit kulpludur. Kabın içi ve dışı kızıla kaçan renk astarlıdır. Gövde de dört adet krem renk kuşak bulunmaktadır. Taban düzdür. Koyu devetüyü renk hamura sahiptir. Benzerlerini, Milet ve İasos kazı buluntuları arasında görmekteyiz.
Gövde küçük ve kalın çıdarlıdır. Yonca ağızlı ve ağız kalın kenarlı ve dışa taşkındır. Taban düz ve şerit kulpludur. Devetüyü renk hamur ve kahve renk astarlıdır.
Maşrapaların tümü İç Karya Bölgesi’ndeki mezarlıklarda bulunmuş ve çevre müzelere dağılmıştır. Karya Bölgesi çift kulplu maşrapaları ağız kenarının hemen altında ve boyun ile birleşen kulp yapıları ile benzerlerinden ayrılmaktadır (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. TTKY VI, Ankara 1979, s. 21). Çoğunluğunun yüksekliği 12 ile 9 cm arasında değişmektedir. Derin gövdeli, ağız kenarı hafif dışa taşkın ve gövdeye geçişte kısa bir boyun oluşmaktadır. Gövdenin en geniş yeri tabana yakındır. Taban düzdür. Dikey çift şerit kulpludur. Kulp, tümünde boyun ile gövdenin en geniş noktası arasında bulunmaktadır. Efes Müzesi’ndeki Karya Bölgesi çift kulplu maşrapaları biçimsel yönden, Bodrum Müzesi’ndeki Lagina (Bozukbağ) ve diğer örnekler (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. TTKY VI, Ankara 1979, s. 21, 27 ve 37), Beçin Kepez altı (A. Akarca. “Beçin. Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137, Ankara 1971), Iasos (D. Levi. “İasos. Le Campagne Di Scavo 1969-1970”. Roma 1971), Milas Müzesi’nde Muhittin Birgi’den alınan örnek (en.no. 979) ve H. Beden koleksiyonunda yer alan maşrapalar ile biçimsel ve bezeksel yönden kendi aralarında tam bir benzerlik oluşturmaktadır.
Örneğin, Bodrum Müzesi’ndeki “Beçin, Milas Ören yolu buluntuları olan en.no. 4606, 4607, Yatağan buluntusu olan, en.no.4392,4393,4394 ve Turgut (Lagina - Bozukbağ) buluntusu olan, en.no. 3683” çift kulpu maşrapaları ile Efes Müzesi’ndeki örnekler ”en.no. 2/6/85, 27/11/81, 33/11/81, 26/11/81 ve 35/11/81” ile son derece benzerlik oluşturmaktadır. Efes’teki örnekler, Beçin (A. Akarca. “Beçin. Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137, Ankara 1971. s. 14-18) ve Iasos “Protogeometrik mezarlarda ele geçirilen” çift kulplu maşrapalar (D. Levi. “İasos. Le Campagne Di Scavo 1969-1970”. Roma 1971. s. 472-473) ile de biçim ve bezeme anlayışı açısından tam bir benzerlik oluştururlar. Kapların her iki yüzünde oluşturulan panolara tekli, üçlü dalga veya düz çizgi betimi yapılmıştır. Yine Damlıboğaz (Hydai) Köyün'de bulunup Milas Müzesi’nde sergilenen (en.no. 979) çift kulplu maşrapada bütün bu örnekler ile tam bir benzerlik göstermektedir. Değişik müzelerde bulunan örneklerden de anlaşılacağı gibi, bu kaplar aynı atölye ve aynı ustanın elinden çıkmış kadar biri birine benzemektedir.
Çift kulplu maşrapalar, Karya Bölgesi’nin geleneksel bir biçimini oluşturmakta ve yöresel yönden tam bir uyum oluşturmaktadır. Bu yapıları ile aynı atölyede üretilmiş olabileceklerini söylemek yanlış olmasa gerek. Kapların, iki kul arasında ve boyun bölümünde ki panolarda gördüğümüz dalga ve düz çizgi betimini, Karya Bölgesi’ne ait değişik biçimdeki kapların üzerinde de görmekteyiz. Karya Bölgesi, çift kulplu maşrapalarında boyun ve omuz neredeyse kaybolmuş ve gövde yukarı doğru çekilmiş gibi bir görüntü kazanmıştır. Milas, Bodrum, Fethiye, Efes, İzmir, Manisa, Afyon Müzeleri ve koleksiyonerlerde gördüğümüz çift kulplu maşrapalar arasında da aynı betim ve biçim özelliklerini izlemekteyiz. Farklı müzelerde olmalarına karşın, insan bazen göz yanılması yaşadığı hissine kapılıyor. Bodrum, Milas ve Efes’teki örnekleri biri birinden ayırmak neredeyse imkânsızdır. Biçim, hamur, astar rengi ve betimler tamamıyla biri birinin aynısıdır. Bodrum Müzesi’ndeki çift kulplu maşrapa (Lagina - Bozukbağ.), Milas Müzesi’ndeki çift kulplu maşrapa (en.no. 979) ve Efes Müzesi’nde korunan örnekler aynı kilden yapılmıştır. Bu kil, Karya Bölgesi’nin diğer kaplarında da görüldüğü gibi devetüyü renk, bol mikalı ve özlü bir kildir. Sayın C. Özgünel bazı müze depolarını görme olanağına sahip olmadığı için, bu kapların benzerlerinin olmadığını belirtmektedir (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. TTKY VI, Ankara 1979, s. 21).
Efes Müzesi’ndeki çift kulplu maşrapalarda, Beçin – Kepez altı ve Bodrum (Lagina - Bozukbağ) buluntuları gibi Geç Geometrik Döneme (M.Ö. 750) tarihlendirmemiz doğru olur.
Çok iyi süzülmüş devetüyü renk ve özlü bir hamura sahiptir. Ağız kenarı hafif dışa dönük, boyun kısadır. Gövdenin en geniş yeri tabana yakındır. Taban düzdür. Dikey çift şerit kulpludur. Kulp içleri astarsızdır. Gövde genel olarak koyu kahve renk astarlıdır. Kulpun her iki yanında bırakılan panolara üçlü dalga betimi yapılmıştır. Bezeme, kulplar arasındaki panolara simetrik olarak tekrar edilmiştir. Benzerleri:
Çok iyi süzülmüş devetüyü renk ve özlü bir hamura sahiptir. Ağız kenarı hafif dışa dönük ve boyun kısadır. Gövdenin en geniş yeri tabana yakındır. Taban düzdür. Dikey çift şerit kulpludur. Gövde genel olarak koyu kahve renk astarlıdır. Kulpun her iki yanında bırakılan panolara birer dalga betimi yapılmıştır. Bezeme her iki yüzde tekrar edilmiştir.
Çok iyi süzülmüş devetüyü renk ve özlü bir hamura sahiptir. Ağız kenarı hafif dışa dönük ve boyun kısadır. Dikey çift şerit kulpludur. Gövdenin en geniş yeri tabana yakın. Taban düz. Gövde genel olarak koyu kahve renk astarlıdır. Kulplar arasına kendi hamur rengi ile oluşturulan panolara ikili veya üçlü bantlar oluşturulmuş. Bu bezeme gövdenin alt bölümünde kuşaklar halindedir. Milas ve Bodrum müzelerinde tamamıyla aynılarını görmekteyiz. Maşrapalarda da (olpe) aynı betim özellikleri bulunmaktadır.
Açık devetüyü renk ve mikalı bir hamura sahiptir. Ağız kenarı hafif dışa taşkın bir bölümü kırık. Kısa bir boyun yapısı var. Gövdenin en geniş yeri tabana yakındır. Dikey çift şerit kulpludur. Taban düz. Açık renk astarlıdır. Kendi hamur rengi ile gövde ve kulp aralarında kuşaklar oluşturulmuş.
Devetüyü renk ve mikalı bir hamura sahiptir. Kabın içi ve dışı daha koyu renk astarlıdır. Ağız kenarı keskin görüntü ve hafif dışa taşkın. Kabın en geniş yeri tabana yakın ve hafif açılıdır. Taban düz ve hafif yüksekçe. Dikey, yassı çift şerit kulpludur. Astar yer yer dökülmüştür.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamura sahiptir. Biçim ve bezeme diğerleri ile tamamıyla benzerdir. Gövde dar ve geniş kuşaklarla bezeklidir. Bezeme mat siyahtan kızıla çalan renktedir.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur yapısına sahiptir. Biçim olarak diğerleri ile tam benzerdir. Dikey simetrik kulplar arasında, boyun bölümünde oluşturulan panoya simetrik olarak iç içe geçmiş daire bezekleri yapılmıştır. Gövde dar ve geniş kuşaklar ile bezeklidir. Milas Müzesi’ndeki 2736 nolu skyphosun omuz bölümünde de benzer betim bulunmaktadır.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur yapısına sahiptir. Biçim ve bezeme benzerleri gibidir. Kulplar arasında ki panoya dört sıra halinde dalga betimi, gövdeye ise enli ve dar kuşaklar yapılmıştır.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur yapısına sahiptir. Bezeme kızıl kahve renktedir. Kulplar arasında simetrik olarak yapılmış olan panoya üç adet bant ve bir adet dalga betimi yapılmıştır. Gövdede dar ve enli kuşaklar vardır.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur yapısına sahiptir. Bezeme kızıl kahve ve mat siyah renktedir. Kulplar arasına simetrik olarak yapılmış olan panoya tek dalga betimi, gövde de ise dar ve enli kuşaklar yapılmıştır.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur yapısına sahiptir. Bezeme kızıl ve mat siyah renkte. Kulplar arasında simetrik olarak yapılmış olan panoya kısa bantlar gövde de ise dar ve enli kuşaklar yapılmıştır.
Bir öncekiler gibi oldukça kaliteli bir hamur yapısı ile pişirme tekniğine sahiptir. Gövdede iki kulp arasına yerleştirilen panoya alt alta düz çizgi betimi yapılmıştır. Aynı bezeme biçimini Efes 33/11/81 ve Milas 2804 envanterli çift kulplu maşrapalar ile yine Efes 11/11/81 ,7/31/82 ve 215/33/82, Milet Müzesi 3807 envanterli Maşrapaların gövde bezemelerinde görmekteyiz.
Bir önceki örnekler gibi iyi süzülmüş devetüyü renk hamur yapısı ve iyi havalandırılmış fırında pişirilmiştirtir. Gövde de oluşturulan kuşaklar kendi hamur renginde diğer bölümler ise kiremit kırmızı renktedir. Kimi zman bu renk mat siyaha çalmaktadır. Gövdeyi saran kuşakları bir önceki örneklerde de görmekteyiz. Bu bezeme anlayışını özellikle Karya Bölgesi’nde (Damlıboğaz - Hydai) üretilen çift kulplu veya tek kulplu maşrapaların gövde betimlerinde görmekteyiz.
Çok iyi süzülmüş devetüyü renk hamura sahiptir. Gövde kiremit renk astarlıdır. Bazı yerleri pişirme sırasında mat siyah renge dönüşmüştür. Simetrik dikey çift şerit kulpu benzerleri gibi, ağız kenarının hemen altında ve gövdenin en geniş yeri ile birleşmektedir. Hafif yüksek bir kaideye sahiptir. Biçim olarak, Efes, Milas Müzesi’nde yer alan birçok örnek ile çok yakın benzerlik göstermektedir. Bezeme olarak ta, Milas Müzesi’nde yer alan, krater(Beçin buluntusu 2736, Bodrum Müzesi’nden gelen krater 876) ve Milas Kepezaltı Kazısı’nda bulunan Ç. K. Maşrapa (2539) bunların metoplarında da tamamıyla aynı betimi görmekteyiz.
Devetüyü renk ve özlü hamur yapıları ve çoğunlukla kiremit renk bazen de mat siyaha çalan astar ve bezeme özellikleri ile çok geniş bir grubu oluşturmaktadırlar. Ağız boyun ve armut şeklindeki görünümleri çoğunlukla düz bir tabanla bitmektedir. Milas (en.no. 2743 ve 2807) ve Efes Müzesi’ndeki (en.no. 231-33-81) kimi örnekler gibi yonca ağızlı olanlarına da rastlanmaktadır. Sayın Akarca’nın da belirttiği gibi, İç Karya Bölgesi’ndeki nekropollarda iki tip maşrapa (olpe) ve emzikli olpe (biberon) ele geçirilmiştir (A. Akarca. “Beçin. Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137, Ankara 1971, s. 12). Bu görüşe Sayın C. Özgünel’de katılmaktadır (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. TTKY VI. Ankara 1979, s. 27). Efes Müzesi’ndeki örneklerin çoğunluğunu da maşrapalar(olpe) oluşturmaktadır. Müzelerdeki diğer örnekler gibi bu kapların da buluntu yerleri envanter kayıtlarına işlenmemiştir. Ancak; derleyicileri ile yapmış olduğum ikili görüşmelerde bu kapların çoğunluğunun Milas - Damlıboğaz (Hydai) nekropollarında ortaya çıkardıklarını belirtmişlerdir. Sayın R. Kıryer’den satın alınan bir grup eserin arasında bulunan bir adet maşrapa (en. no. 7/31/82.) Ayaklı (Selimiye - Euromos) olarak envanter kayıtlarına geçmiştir.
Karya Bölgesi maşrapaları, ağız kenarı hafif dışa dönük, kalın kısa boyun, armut gövdeli, dikey tek şerit kulp ve çoğunlukla düztabanlıdırlar. Bu kapların biçim ve bezeme özelliklerine baktığımızda, bunların kesinlikle aynı atölyenin ürünleri olduğunu söylemek yanlış olmasa gerekir. Bu atölye de büyük bir olasılıkla Damlıboğaz (Hydai) Köyü çevresindeki atölyelerdi. Damlıboğaz Köyü’nde yeterli düzeyde bilimsel kazı yapılmadığı için atölyelerin varlığı hakkında kesin bir şey söylemek olanaklı değildir. Maşrapaların ana zemini boyanırken bazı yerlerine boya sürülmemiş ve bezeme kabın kendi hamuru ile yapılmıştır. Bezemeler genellikle koyu kahve renk ve mat siyah renk boya ile yapılmıştır.
Karya Bölgesi maşrapaları (olpe) biçimsel yönden Atina Agorası ve Keramaikos buluntuları ile bir yakınlık oluşturmaz (E. Brann. “Late Geometric and Protoattic Pottery”. Princeton 1962). Efes, Bodrum, Milas, Milet, Tire ve koleksiyonerlerde (H. Beden, H. Kocabaş ve Kemal Uğurbil) bulunan örnekler kendi aralarında tam bir benzerlik göstermektedirler. Sayın C. Özgünel Bodrum (Yatağan buluntusu) maşrapası için belirttiği gibi (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. TTKY VI. Ankara 1979, s. 22-27), Efes Müzesi’ndeki maşrapa örnekleri de armut biçiminde ki görünümleri, dikey tek şerit kulp ve metop içinde yer alan bezemeleri ile aynı bölge, hatta aynı atölyenin ürünü olduklarını açıkça göstermektedir. Efes Müzesi’ndeki maşrapalar da (maşrapa. en.no. 6711/81, 11/11/81, 7/31/82) gövdeyi tümüyle çevreleyen kuşaklar, kulpun her iki yanını dolanmaktadır. Benzer betimleri, Karya Bölgesi’nin değişik biçimde ki kapların (özellikle çift kulplu maşrapalar. en.no. 27/11/81, 35/11/81) metop bezemelerinde de görmekteyiz. Efes Müzesi’ndeki ikinci grup maşrapalarda (maşrapalar. en.no.1/11/81, 4/11/81 ve 9/11/81) gövde ve boyun bölümleri hafif enli bir fırça ile iki kuşak arasına kurt dişi veya yay betimi yapılmıştır. Bu betimin daha yozlaşmış biçimini biraz daha geç döneme tarihlendirdiğimiz büyük kapların (testiler. en.no. 15/28/73 ve 12/11/81) omuz betimlerinde de görmekteyiz.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi Karya Bölgesi maşrapaları, Atina Agorası’nda bulunan maşrapalar ile bir yakınlık göstermezler. Buna karşın, Efes (en.no. 6/11/81 ve 9/11/81 arası), Tire (A. Evren. “Tire Müzesi’ndeki Karia Kökenli Kaplar”. TAD XXIX, Ankara 1991, s. 198), Bodrum (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. TTKY VI, Ankara 1979, s. 22-27), Milas (en.no. 866, 867, 868), Mannheim (R. Stupperich – H. A. Richter. “Griechische Vasen in der Üniversitat Mannheim”. Mannheim 1994), H. Beden koleksiyonu (maşrapa. 31), Iasos (D. Levi. “Iasos. Le Campagne Di Scavo 1969-70”. Roma 1971) ve Milas Kepez altı kazı buluntuları (A. Akarca. “Beçin - Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarları”. Belleten 137, Ankara 1971 s. 12) arasında yer alan maşrapalar, hamur, görünüm ve betim açısından kendi aralarında tam bir benzerlik oluşturmaktadır. Bu örneklere göz attığımızda veya elimize alıp incelediğimizde, kapları üreten atölye veya ustaların ne denli yetenekli oldukları, maşrapaların ölçü ve ağırlıkları yönü ile de fark edilmektedir. Bütün bu görünüm, bezeme, hamur ve benzerlerine dayanarak (Tire, Milas, Bodrum, Fethiye, Mannheim, K. Uğurbil ve H. Beden koleksiyonu), Efes Müzesi’ndeki maşrapaları da Geç Geometrik Dönem’e (M.Ö. 750–700) tarihlendirmemiz doğru olur.
Koyu devetüyü renk ve mikalı bir hamura sahiptir. Ağız dik ve kenarlıklı, boyun gövdeye doğru genişlemekte, armut gövdeli ve halka kaidelidir. Dikey şerit kulpludur. Bezeme koyu kahveden mat siyaha çalan renk bezemelidir. Boyunda oluşturulan panoya üç adet dalga betimi yapılmıştır. Gövde de ise kulpun altında üç adet kuşak yapılmıştır. Benzerleri:
Koyu devetüyü renk ve mikalı hamur koyu kahve ve bej renk dış astar ve bezeme. Şişkin karınlı, ağız taşkın ve kenarlıklı, kalın boyun, dikey tek şerit kulp ve halka kaidelidir. Boyun da kulpun iki yanında ve gövde de kendi hamuru ile yapılmış ince kuşaklar. Kulpun iç yüzünde aynı türde bezeme vardır. Benzerleri:
Devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. Mat siyah astar ve bezeme. Koyu kahve ve bej renk dış astar ve bezeme var. Ağız geniş ve taşkın, kısa kalın boyunlu, dikey tek şerit kulpludur. Armut biçimli gövdeli ve hafif halka kaidelidir. Boyun ve gövde de ince ve kalın kuşaklar bulunmaktadır. Benzerleri:
Koyu devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. Koyu kahveden mat siyaha çalan dış astarlıdır. Kuşaklar kendi hamuru ile oluşturulmuştur. Kısa kalın boyunlu, armut gövdeli, dikey tek şerit kulplu ve halka kaidelidir. Kuşaklar kulpun önünde boyun bölümü ve gövdenin alt bölümünde kendi hamuru ile oluşturulmuştur.
Koyu devetüyü renk, mikalı hamura sahiptir. Mat siyah renk astarlıdır. Kuşaklar kendi hamur rengi ile oluşturulmuştur. Ağız geniş, kısa kalın boyunlu, armut gövdeli ve halka kaidelidir. Dikey tek şerit kulpludur. Biçim ve bezeme olarak kendi grubu ile benzer.
Devetüyü renk mikalı hamura sahiptir. Mat siyah renk astarlıdır. Kuşaklar kendi hamuru ile oluşturulmuştur. Ağız taşkın geniştir ve tırfıl ağızlıdır. Kısa kalın boyunlu, şişkin karınlı, dikey şerit kulplu ve halka kaidelidir. Kuşaklar omuz ve kaideye yakın alanda ve biraz düzensiz olarak yapılmıştır. Milas Müzesi, depo ve vitrinlerde hamur, bezeme ve biçim olarak, bire bir benzerleri bulunmaktadır.
Açık devetüyü renk ve mikalı hamurludur. Kabın dışı ve içi daha koyu renk astarlıdır. Ağız geniş ve keskin kenarlıdır. Kısa kalın boyunlu ve şişkin karınlıdır. Dikey şerit kulplu ve halka kaidelidir. Özellikle, Beçin Kepez altı kazısı mezar 2 de ele geçen 9 nolu mutfak kabı ile tam bir benzerlik göstermektedir.
Koyu devetüyü renk ve mikalı bir hamura sahiptir. Kabın içi ve dışı daha koyu renk astarlıdır. Benzerlerinde olduğu gibi koyu kahve bej renkte bezeklidir. Ağız geniş, kenarlıklı, kısa kalın boyunlu ve armut gövdelidir. Dikey tek şerit kulplu ve halka kaidelidir. Efes, Bodrum, Milas, Milet, Mannheim Üniversitesi ve H. Beden koleksiyonu.
Koyu devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. Kabın içi ve dışı daha koyu renk astarlıdır. Kuşaklar kendi hamur rengi ile oluşturulmuştur. Ağız geniş, kenarlıklı, kısa kalın boyunlu ve armut gövdelidir. Dikey tek şerit kulplu ve halka kaidelidir. Efes, Milas, Tire, H. Beden ve K. Uğurbil koleksiyonu.
Koyu devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. Bezeme koyu kahve renk boya ile yapılmıştır. Kuşaklar kendi hamur rengi ile oluşturulmuş. Ağız geniş, kenarlıklı, kısa kalın boyunludur. Oval armut gövdeli ve düz tabanlıdır. Dikey şerit kulpludur. Gövde de kendi hamuru ile kuşaklar oluşturulmuş boyun bölümünde ise büyük üçgenler vardır. Biçim ve betim olarak Efes Müzesi’ndeki maşrapalar (2/11/81, 3/11/81, 8/11/81, 4/11/81, 5/11/81, 7/11/81, 9/11/81), Milas Müzesi’nde ki maşrapalar (en.no. 866, 867 ve 868) ile tamamıyla aynıdır. Betim olarak kimi emzikli maşrapa (en.no. 20/11/819 ve bazı büyük boy kaplarda (testi ve oinokhoe en.no. 20-28-73 ve 27-28-73) çok yakın benzerlikler göstermektedir.
Koyu devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. Dış yüzü krem renk astar ve kahve renk bezemelidir. Ağız geniş ve kenarlıklıdır. Kısa kalın boyunlu ve dikey tek şerit kulpludur. Hafif çıkıntılı düz tabanlıdır. Bezeme boyun bölümünde diğer örneklerde olduğu gibi hafif enli bir fırça ile yapılmıştır. Biçim olarak Efes Müzesi’ndeki kendi gurubu “en.no. 1/11/81 den 9/11/81 arası” ve Milas Müzesi ”maşrapa. 866, 867, 868 ve 2807” ayrıca betim olarak yine Efes Müzesi’ndeki testiler ile “en.no. 20/28/73 ve 12/11/81” ile tam bir benzerlik oluşturmaktadır.
Devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. Dışı krem renk astar ve kahve renk kuşak ve kurt dişi betimleri ile bezeklidir. Ağız geniş ve kenarlıklıdır. Kısa kalın boyunlu armut gövdeli, dikey tek şerit kulplu ve taban düzdür. Benzerleri kendi gurubu.
Devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. Dış yüzü krem renk astar ve kahve renk kuşak ve kurt dişi betimlidir. Ağız geniş ve kenarlıklıdır. Kısa kalın boyunlu armut biçimli gövde ve dikey tek şerit kulplu ve taban düzdür. Benzerleri kendi gurubu.
Koyu devetüyü renk ve mika katkılı hamurludur. Krem renk astar ve kahve renk betimlidir. Ağız geniş ve kenarlıklıdır. Kısa kalın boyunlu ve armut gövdelidir. Dikey tek şerit kulplu ve tabanı düzdür. Biçim olarak kendi gurubu, bezeme olarak kimi testiler ile benzedir.
Devetüyü renk ve mikalı bir hamura sahiptir. Krem renk astar ve koyu kahve renk bezeklidir. Ağız geniş ve kenarlıklı, kısa kalın boyunlu, armut gövdeli ve dikey tek şerit kulpludur. Taban düzdür. Biçim ve bezeme kendi gurubu ile aynıdır.
Koyu devetüyü renk mikalı hamura sahiptir. Dış yüzü krem renk astar ve koyu kahve renk bezeklidir. Ağız geniş ve kenarlıklıdır. Kısa kalın boyunlu, armut gövdeli, dikey tek şerit kulplu ve taban tabanlıdır. Bezeme daha enli bir fırça ile yapılmıştır.
Devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. Astar krem renk bezeme koyu kahve renk. Ağız geniş kenarlıklı, kısa kalın boyunlu, armut gövdeli, dikey tek şerit kulplu ve taban düzdür.
Koyu devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. Dış yüzü kendi hamuru ile astarlıdır. Bezeme koyu kahve renk ve kalın fırça ile yapılmıştır. Ağız geniş ve kenarlıklıdır. Kısa kalın boyunlu, armut gövdeli, dikey tek şerit kulplu ve taban düzdür. Biçim ve bezeme kendi gurubu ile aynıdır.
Biçim ve bezeme bir öncekiler gibidir. Hamur iyi süzülmüş devetüyü renkte,astar kiremit kırmızı renktedir. Ağız ince kenarlı ve hafifçe dışa doğrudur. Boyundan çıkan dikey şerit kulp gövdenin en geniş yeri ile birleşmektedir. Kulpun hemen altında başlayan dört adet kuşak,kaideye yakın konumda sonlanmaktadır. Taban düzdür.
Biçim ve bezeme bir öncekiler gibidir. Bu maşrapada diğerlerinden farklı olarak ağız yonca ağız biçimindedir. Omuzda yer alan kuşaklar kendi hamur rengindedir. Tüm gövde kiremit kırmızı renk astarlı ve pişirmeden dolayı bazı bölümler metalimsi renk almıştır.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur yapısına sahiptir. Kap kızıl ve mat siyah renk astarlıdır. Boyun ve omuz bölümünde ki kuşaklar kendi hamur rengindedir. Maşrapa Efes Müzesi’ndeki örnek ile (en.no. 231/33/81) tümüyle aynıdır.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamura sahiptir. Boyun bölümünde kendi hamur renginde oluşturulan panoya yay veya kurt dişi betimi yapılmıştır. Bezeme mat siyah renktedir. Biçim ve betim olarak Efes Müzesi’ndeki örnekler ile tümüyle benzerdir.
Efes Müzesi’nde beş adet biberon bulunmaktadır. Bunların dördü Karya Bölgesi’nin değişik nekropollerinde, biri ise Selimiye (Ayaklı-Euromos) da bulunmuştur. Biberonlar 1973, 1981 ve 1982 yılında kayıtlara girmiştir. Biberonlar da diğer kaplar gibi biçim, bezeme ve hamur yapısı olarak Karya Bölgesi’nin genel özelliklerini açıkça yansıtmaktadır. Kapların tümü, iyi süzülmüş devetüyü renk hamura sahiptir. Astar çoğunlukla krem renk, betimler ise mat siyaha çalan koyu kahve renk boya ile yapılmıştır. Biberonlarda ağız geniş ve kenarlıklı, kalın kısa boyunlu, gövde oval, dikey yassı kulpludur. Tabanlar hafif çıkıntılı ve düzdür. Konik görünümlü emzik kabın boyun bölümüne yakın bir konumda gövdeye aplike edilmiştir. Bu kapların üzerinde gördüğümüz betimleri, Karya Bölgesi’nin genel özelliklerini taşıyan kaplarının (maşrapa ve testiler) üzerinde de görmek mümkündür. Efes Müzesi’ndeki biberonları da, Milas Beçin – Kepez Altı kazısında bulunan örnekler gibi (A. Akarca. “Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137, Ankara 1971, s. 12) Geç Geometrik Döneme (M.Ö. 8 y.y. sonu) tarihlendirmemiz doğru olur.
Devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. Ağız geniş ve kenarlıklı, boyun kısa, gövde ovalımsı ve taban düzdür. Dikey şerit kulpludur. Bezeme koyu kahve renk boya ile yapılmıştır. Benzerleri yine kendi gurubu (20/11/81, 4/31/82, 6/31/82 ve 36/28/73), Milas - Beçin Kepez Altı kazısı en.no.7 (A. Akarca. “Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137, Ankara 1971, s. 12) ve Hasan Beden koleksiyonu en.no 125 ve 73.
Devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. Bezeme mat siyaha çalan koyu kahve renk boya ile yapılmıştır. Biçim ve bezeme kendi gurubu ile aynıdır. Betim olarak kimi maşrapalarda ki örnekler ile aynıdır. (maşrapalar. en.no.1/11/81, 4/11/81 ve 9/11/81).
Devetüyü renk mikalı hamura sahiptir. Bezeme koyu kahve renk boya ile yapılmıştır. Ağız dik ve keskin kenarlıdır. Kısa kalın boyunlu şişkin gövdeli ve hafif çıkıntılı düztabanlıdır. Dikey, yassı kulplu ve emzik konik biçimlidir. Boyunda dalga betimi vardır.
Koyu devetüyü renk mikalı hamura sahiptir. Bezeme mat siyaha çalan kahve renk boya ile yapılmıştır. Dikey yassı şerit kulplu ve konik emziklidir.
Devetüyü renk iyi süzülmüş mikalı hamura sahiptir. Bezeme koyu kahve renk boya ile yapılmıştır. Ağız geniş dışa taşkın ve oldukça kısa boyunludur. Gövde geniş ve taban düzdür. Dikey şerit kulplu ve konik emziklidir. Bezeme boyunda kulpun iki yanında ve büyük yaylar şeklindedir. Bu tür betimi maşrapa ve testilerin gövdesinde de görmekteyiz.
Açık devetüyü renk mikalı hamura sahiptir. Bezeme koyu kahve renk boya ile yapılmıştır. Ağız geniş dışa taşkın keskin kenarlıdır. Kısa kalın boyunlu oval gövdeli ve düztabanlıdır. Dikey şerit kulplu ve konik emziklidir. Boyun ve gövde dar ve geniş bantlarla bezeklidir.
Devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. Bezeme siyaha çalan koyu kahve renk boya ile yapılmıştır. Ağız geniş ve kenarlıklıdır. Kalın boyunlu, oval gövdeli ve düztabanlıdır. Dikey şerit kulplu ve konik emziklidir.
(A. Evren “Selçuk-Efes 3447 Parsel Kurtarma Kazısı”. GGS, İzmir 1997, s. 41-50)
1978 yılı içinde Tire Müzesine önemli bir grup halinde eser pazarlayan Sayın O. Ersoy aynı yıl içinde çok sayıda Karya Buluntusu kapları da, Afyon Müzesi’ne (26-6–1978) pazarlamıştır. Diğer Müzelerde envanter kayıtlarına eserlerin buluntu yerleri net ve sağlıklı bir şekilde yazılmamış olmasına karşın Afyon Müzesi’nde buluntu yerleri daha sağlıklı bir şekilde (Milas - Bahçeburun Köyü) olarak kayıt edilmiştir. Bu grupta yer alan 5 eser biberondan (en.no. 7540, 7541, 7542, 7543 ve 75444) oluşmaktadır. Afyon Müzesi’nde korunan biberonlar, Efes Müzesi’ndeki örnekler ile tam bir benzerlik oluşturmaktadırlar. Hamur, bezeme ve biçim olarak kendi aralarında aynı atölyenin ürünü olduklarını kanıtlamaktadırlar.
Efes Müzesi’nde, biri bezekli olmak üzere dört adet kotyle bulunmaktadır. Bezeksiz olan iki kotyleyi buraya alamadık. 33/28/73 en. nolu kotyle, diğer müzelerde yer alan Karya Bölgesi kotyleleri gibi devetüyü renk ve mikalı hamura sahip olup iç yüzleri tümüyle mat siyah veya kahve renk astar ile kaplıdır. Kapların dış yüzü mat siyaha çalan koyu kahve renk boya ile betimlenmiştir. Gövde çan biçimli, halka kaideli ve simetrik yatay şerit kulpludurlar. Kulplar genellikle dudak kenarının hemen altında yer almaktadır. Bu kaplar daha çok, Karyalı çömlekçiler tarafından, Rodos kuşlu kâselerinin etkisinde kalarak üretilmiştir. Bu nedenle Rodos’a ait küresel gövdeli kotyleler biçim ve betim açısından çok az farklılıklarla Karya Bölgesi kotyleleri ile benzerlik göstermektedirler. Yöresel ustaların ürerimi olan bu kaplar da, dudak içe doğru hafifçe bastırılmış ve çok az belirlenmiştir.
Efes Müzesi’ndeki kotyleyi gördüğümüzde, bunun Tire (A. Evren. “Tire Müzesi’ndeki Karia Kökenli Kaplar”. TAD XXIX, Ankara 1991, s. 199), Bodrum Müzesi - Turgut buluntusu (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. TTKY VI, Ankara 1979, s. 25-28), Afyon Müzesi - Bahçeburun Köyü buluntusu (en.no. 7554, 7553, ve 7554), Bodrum Müzesi - Bahçeburun Köyü buluntusu (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. TTKY VI, Ankara 1979, s. 28), Milas Müzesi - Stratonikeia (en.no. 678), Milas - Beçin kazı buluntuları (A. Akarca. “Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137, Ankara 1971, s. 11) ve Hasan Beden koleksiyonu – Milas çevresi buluntusu (en.no. 51), İstanbul Müzesi, Hüseyin Kocabaş koleksiyonu Milas Selimiye Köyü (Ayaklı) buluntusu (C. Özgünel. “Spatgeometrische Gefasse aus Karien “. AA 13, Berlin 1977, s. 9) ve İzmir Müzesi’ndeki (C. Özgünel. “Spatgeometrische Gefasse aus Karien “. AA 13, Berlin 1977, s. 13) kotyleler gibi. Bu kotyleler, biçim, bezeme ve hamur yapıları bakımından da kendi aralarında tam bir benzerlik oluşturmaktalar. Kotyleler arasında tam bir ölçü benzerliği de bulunmaktadır. Bu kaplar çoğunlukla Milas çevresinde yer alan nekropollerde bulunmuş (Damlıboğaz, Bahçeburun ve Selimiye) ve yakın müzelere pazarlanmıştır. Değişik müze ve koleksiyonerlerde gördüğümüz kotyleler hamur, biçim ve betim özellikleri ile birbirlerinin aynı gibidir. Dudak altlarında oluşturulan panolarda altılı veya yedili dikey çizgi kümeleri ile metoplara ayrılmış ve metopların içine kesik fırça darbeleri ile kısa çizgi betimleri yapılmıştır (R. Stupperih – H.A.Richter. “Griechische Vasen in der Üniversitat Mannheim”. Mannheim 1994. s. 37-38). Efes, Tire, Milas ve Bodrum Müzeleri, Mannheim Üniversitesi, H. Beden, K. Uğurbil ve H. Kocabaş koleksiyonunda bulunan örneklerde metoplarda yer alan kesik çizgi kümelerinin sayıları ve fırça teknikleri tamamıyla benzerdir. Efes Müzesi’ndeki kotylede (en.no. 33-28-73) gördüğümüz kesik çizgi betimi, benzerlerinden farklı olarak metop içine verevine betimlenmiştir. Kotylelerde gördüğümüz alt alta kesik çizgi darbelerinin aynısını, Tire Müzesi’nde yer alan farklı biçimdeki bir kabın (en.no 854) gövdesinde de görmekteyiz.
Efes (23/28/73), Tire (78/14), Bodrum - Turgut ve Bahçeburun (2884, 5984), Bodrum yarımadası (1097) ve İstanbul H.Kocabaş koleksiyonu - Ayaklı (4781) kotylelerinin panoları dikey ve altılı çizgi gurupları ile iki metopa ayrılmış ve bunların içine altışar adet kesik çizgi betimi yapılmıştır. Milas – Stratonikeia (en.no. 678), Bodrum – Lagina (en.no. 2841), Bodrum - Bahçeburun Köyü (en.no. 6015), Mannheim Üniversitesi (en.no. 14) ve H.Beden koleksiyonu - Milas çevresi (en.no. 51) buluntuları olan kotylelerde ise panolar dikey ve yedili çizgi gurupları ile üç metopa ayrılmış ve metopların içine alt alta yedişerli kesik çizgi betimleri yapılmıştır. Yukarıda da değindiğimiz gibi bu kapların ölçülerini incelediğimizde, bunların ağız, gövde, kaide ve yükseklik ölçülerinin hemen hemen aynı olduklarını söyleyebiliriz.
Devetüyü renk iyi süzülmüş ve mikalı hamura sahiptir. İç astar mat siyah renkte, dış bezeme ise siyaha çalan koyu kahve renkte yapılmıştır. Dış astar kendi hamuru ile yapılmıştır. Ağız kenarı hafif içe bastırılmış olup, gövde çan biçimli ve halka kaidelidir. Ağız kenarında simetrik iki şerit kulpludur. Benzerleri:
Devetüyü renk, iyi süzülmüş ve mikalı hamura sahiptir. İç astar tümüyle mat siyah renk astarla, dışı ise kendi hamuru ile astarlanmıştır. Bezeme koyu kahve ve mat siyah renk boya ile yapılmıştır. Ağız kenarı hafif içe doğru bastırılmış, gövde çan biçimlidir. M.Ö. 9 tarihlenen bu tip kaplarda görülen yüksek kaide yerine, biraz daha geç dönemde üretilen bu örneklerde kaide yapısı biraz daha alçak tutulmuştur. Ağız kenarının hemen altında simetrik olarak yatay şerit kulpludur. Bu kabın bire bir benzerlerini Efes, Bodrum, Milas ve bazı özel koleksiyonlarda görmekteyiz. Bodrum Müzesi’nde yer alan örnekler, Milas - Bahçeburun Köyü (Olymos) güneybatı tepelerinde bulunmuştur (Ç. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. TTKY. Ankara 1979. s. 28-38). Milas Müzesi (678), Efes Müzesi (33/28/73), Bodrum Müzesi, H.B eden Koleksiyonu (51) ve K. Uğurbil koleksiyonunda bulunan örnekler ile hamur yapısı, biçim ve bezeme anlayışı ile tam bir bütünlük oluşturmaktadır. Sayın Ç. Özgünel, Bodrum'daki örnekleri Geç Geometrik Döneme tarihlemektedir. Kanımıza göre aynı atölyenin ürünü olduğunu düşündüğümüz bu örneklerde aynı döneme (M.Ö. 7. yüzyıl) tarihlendirmemiz gerekir.
Devetüyü renk iyi süzülmüş mikalı hamura sahiptir. İç astar mat siyah renk. Dış astar kendi hamuru ile yapılmıştır. Bezeme yine kahveden siyaha çalan renkte. Ağız hafif içe bastırılmış,gövde çan biçimli ve halka kaidelidir. Yatay çift şerit kulpludur.
Benzerleri gibi, devetüyü renk hamur yapısına sahiptir. Bezeme kahverengi boya ile yapılmıştır. Çan gövdeli, ağız keskin, yatay çift şerit kulplu ve hafif yüksek halka kaidelidir. Kulplar arasında yatay ve dikey çizgi kümelerinin oluşturduğu panolara altışar adet kesik çizgi betimi yapılmıştır. Sağlam.
İyi Süzülmüş devetüyü renk hamur ve mat siyahtan kahveye çalan renk bezeklidir. Dikey çizgi gruplarının ayırdığı ortadaki metopa stilize bir kuş yandaki metoplara ise içi taralı yaprak betimi yapılmıştır.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur ve krem renk astarlıdır. Bezeme mat siyahtan kahveye çalan renktedir. Benzerleri gibi çizgi kümelerinin ayırdığı metoplara dalga, içi kafes taramalı baklava dilimi ve çengel meander betimi yapılmıştır. Aynı betimi Efes, Milet ve Afyon Müzelerinde ki testi, skyphos ve fincanların gövde betimlerinde de görmekteyiz.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur ve mat siyahtan kahveye çalan renkte bezemelidir. Efes (33/28/72) Tire( Bahçeburun - Olymos buluntusu 78/14), Bodrum (Seliye - Ayaklı 4781, Lagina 2841 ve Bahçeburun – Olymos 6015 ve 5984) Afyonkarahisar (Bahçeburun - Olymos buluntusu 7552, 7553 ve 7554 nolu kotyleler) ve H. Beden koleksiyonu (51) ile yine Tire Müzesi’nde korunan Lebes Gamikos (Bahçeburun buluntusu, en.no. 854) bezeme anlayışı açısından tam bir benzerlik göstermektedir. Dikey çizgi kümelerinin ayırdığı metoplara alt alta kesik çizgi betimleri kimilerinde alt alta sadece Efes Müzesi’ndeki örnekte ise verevine yapılmıştır.
Oldukça kaliteli ve iyi süzülmüş devetüyü renk hamur ve kahveye çalan renkte bezemelidir. Biçim ve betim olarak tümü ile benzerleri ile aynıdır. Efes (33/28/73), Tire (78/14), Milas (678) ve H. Beden koleksiyonunda yer alan (51) kotyleler ile tam bir benzerlik oluşturmaktadır. Hemen hemen bütün kotylelerde metopları ayıran dikey çizgi kümesi ile onların içine yerleştirilen kesik yatay çizgi kümeleri altışar adettir. Sadece Tire Müzesi’ndeki Bahçeburun Köyü buluntusu olan Lebes Gamikosun gövdesini süsleyen dikey çizgi sayısı altı, yatay kesik çizgi sayısı ise beş adet olarak betimlenmiştir.
Bu kotylede diğerleri gibi aynı hamur yapısına sahiptir. Gövde çan biçimlidir. Simetrik yatay şerit kulpludur. Halka kaidelidir. Kulplar arasında ki boşluğa dikey çizgi betimi yapılmıştır. Uçları açık kalan bu çizgi demeti tüm panoyu kaplamaktadır.
Kotyle, bölgede bulunan örnekler ile tam bir bütünlük oluşturmaktadır. Ağız kenarı,simetrik yatay şerit kulplar,halka kaide yapısı ile Efes (33/28/73), Milas (678), Tire (78/14), H. Beden (51) ve yine K. Uğurbil koleksiyonunda yer alan kotyle ile tümü ile aynıdır.
Çok iyi süzülmüş devetüyü renk, kaliteli bir hamura sahiptir. Tüm Damlıboğaz buluntuları gibi, kimi yerleri kendi hamur renginde bezemelidir. Diğer bezemeler kiremit kırmızı renk bezeklidir. Kotyle daha çok biçim olarak skyphoslar ile benzerlik oluşturmaktadır. Ağız hafif içe dönük,gövde derin ve halka kaidelidir. Simetrik iki kulpu, krater ve skphoslar ile tamamıyla aynıdır.
Bezeme iki yüzde kulplar arasına simetrik olarak yapılmıştır. Ağız kenarı ve gövdenin alt bölümüne yalpan kuşaklar, dikey beşli gruplar halindeki çizgiler ile üç metopa ayrılmıştır. Ortada ki metopta üst üste sıralı dört adet zikzak çizgi betimi, yandaki metoplarda ise yaprak şeklinde yapılmış bezeme bulunmaktadır. Kesik zikzak betimi, Milas - Beçin buluntusu olan skyphosun (1326), yan panolarda yer alan yaprak betimleri ise, Afyon Müzesi’nde yer alan skyphos ile (Milas Bahçeburun buluntusu 7277) hemen hemen aynıdır. Hamur, biçim ve bezeme olarak, bölgenin seramik üretim merkezlerinin özelliğini yansıtmaktadır.
İyi süzülmüş bir hamura ve metalik renk boya ile yapılmış bezemeye sahiptir. Gövde çan biçimli, ağız keskin kenarlıdır. Kulpların arasındaki panoya simetrik olarak yatay çavuş (chevron) betimi yapılmıştır.
Efes Müzesi’nde üç adet lebes gamikos bulunmaktadır. Kaplar, koyu devetüyü renk özlü ve mikalı hamura sahiptir. Kaplarda, dış astar kotylelerde olduğu gibi kendi hamuru ile astarlanmış bezeme mat siyahtan kahve renge çalan boya ile yapılmıştır. Kapların tümünde, dudak altında plastik bir çıkıntı oluşturulmuştur. Gövde oldukça derindir. Kaideye geçmeden önce gövde keskin bir omuz yapmaktadır. Hafif yüksek halka kaidelidirler. Dikey çift şerit kulpludurlar. Kabın her iki yüzünde kulplar arasında tekli veya ikili metop oluşturularak bu metoplara kesik çizgi, baklava dilimi, nokta veya dalga betimi yapılmıştır. Efes, Tire ve Bodrum Müzelerinde yer alan lebes gamikos kapları hamur yapıları, biçim ve bezeme anlayışı olarak tümüyle benzerdir.
Özellikle ikili metop betimini, Tire (A. Evren. “Tire Müzesi’ndeki Karia Kökenli Kaplar”. TAD XXIX, Ankara 1991, s. 199) ve Bodrum Müzesi’ndeki (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. TTKY VI, Ankara 1979, s. 28-38) örneklerde görmekteyiz. Benzer betimi, Milas Müzesi’ndeki yonca ağızlı testinin (en.no. 1110) üzerinde de görüyoruz. Bu kabın buluntu yeri Damlıboğaz (Hydai) olup, Selim Dumlu tarafından müzeye pazarlanmıştır. Metopları ayıran dikey çizgi guruplarının sayısı, her üç müzedeki örneklerde de aynıdır.
Tire ve Bodrum Müzesi’nde bulunan lebes gamikosların metoplarında yer alan kesik çizgi betiminin sayıları farklı olsa da, fırça tekniği karakterleri benzerdir. Efes Müzesi’ndeki lebes gamikosun (13–28–73) metopunu süsleyen pencere betimi farklı bir özellik gösterse de, boya ve fırça tekniği olarak diğerleri ile tam bir benzerlik oluşturmaktadır. Benzer betimi, Milas Müzesi’ndeki testinin (en.no. 1110) gövdesindeki metop bezemesinde de görmekteyiz.
Yukarıda belirttiğimiz özellikleri nedeni ile Efes Müzesi’ndeki lebes gamikos örneklerini Bodrum Müzesi’nde yer alan örnekler gibi Sub Geometrik Döneme (M.Ö.7 y.y başı) tarihlendirmemiz doğru olacağı kanısındayım.
İyi süzülmüş, devetüyü renk mikalı hamura sahiptir. Koyu bej renk astarlıdır. İçi tümüyle mat siyah renktedir. Bezeme koyu kahveden mat siyaha yakın renkte. Ağız keskin kenarlı, gövde derin, Geniş ve çıkıntılı bir kaide yapısına sahiptir. Simetrik ve dikey çift şerit kulpludur. Kulplar arasındaki iki panoya farklı bezeme yapılmıştır.
İyi süzülmüş devetüyü renk mikalı hamura sahiptir. Dış astar koyu bej renktedir. İç astar mat siyah renkte. Bezeme koyu kahve renktedir. Biçim ve bezeme kendi grubu ile benzer.
İyi süzülmüş, koyu devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. İç astar mat siyah renktedir. Dış astar kırlı bej renk ve bezeme mat siyah renktedir. Benzerleri:
İyi süzülmüş, devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. İç astar tümüyle mat siyah renktedir. Dış astar krem renk ve bezeme mat siyah ve kahve renktedir. Diğerlerinde olduğu gibi ağız kenarı bir silme ile gövdeden ayrılmaktadır. Gövde derin ve kulp altında bir omu yaparak kaideye doğru inmektedir. Halka kaidelidir. Simetrik, dikey çift şerit kulpludur. Benzerlerinde olduğu gibi, her iki yüzde panolar ve metoplar oluşturulmuştur. Metopları altılı veya yedili dikey çizgi kümeleri ayırmaktadır. Bu metoplara kotylelerde olduğu gibi beşli veya altılı gruplar halinde alt alta kesik çizgi betimi yapılmıştır. Çok yakın benzerlerini Batı Anadolu’daki birçok müzede görmek mümkündür. Envanter kayıtlarına buluntu yerleri belirtilmemesine karşın, kimi derleyiciden sağladığımız bilgiler nedeni ile buluntu yerlerinin Milas çevresi olduğunu biliyoruz.
Biçim yönü ile benzerleri:
Betim yönü ile benzer olanlar. Dikey çizgi kümeleri:
İyi süzülmüş devetüyü renk hamura sahiptir. Bezeme metalik renktedir. Gövde silindirik biçimli, simetrik dikey çift şerit kulpludur. Ağız kenarı iki adet yivle sınırlandırılmış ve içe doğrudur. Aynı ağız yapısını diğer lebes gamikoslarda da görmekteyiz. Taban bunda farklı olarak düz yapılmıştır. Tabana yakın bölümde kuşaklar oluşturulmuştur. Kulpların hemen bitişiğindeki dikey çizgi grubunun arasında kalan boşluğa iki adet ters S betimi yapılmıştır. Ağız yapısı ile skyphoslar Efes Müzesi (203-33-82), Milas Müzesi (2741), Milet Müzesi (1690) ve Afyonkarahisar Müzesi(7278) ayrıca Efes Müzesi’nde ki Lebes Gamikoslar (30-11-81 ve 31-11-81) tamamıyla benzerdir.
1973 ve 1982 yılında Efes Müzesi’ne pazarlanan Karya Bölgesi kapları arasında 5 adet meyvelik bulunmaktadır. Meyvelikler de diğer Karya Bölgesi kapları gibi hamur koyu devetüyü renk, mikalı ve iyi süzülmüştür. İç ve dış astar koyu bej, bezeme ise mat siyah veya koyu kahve renk boya ile yapılmıştır. Efes Müzesi’ne ulaşan ve aynı grupta yer alan eserlerin hamur, betim ve boyama özellikleri ile fırça tekniklerine baktığımızda meyveliklerinde bu benzerlikleri nedeni ile kesinlikle Milas çevresinden geldiklerini söyleyebiliriz.
Efes Müzesi’ndeki örnekler gibi, çevre müzelerde “Milas, Fethiye, Bodrum, Milet, Tire, İzmir ve Afyon” gördüğümüz örneklerde meyveliklerin iç ve dış yüzleri krem renk astar üzerine siyaha çalan kahve ve kırmızı renk boya ile betimlenmişlerdir. Efes Müzesi’ndeki ilk örnekte (en.no. 2-26-73 ve 1-31-82) gövdenin içi dar ve geniş kuşaklarla betimlenmiştir. Meyveliklerin dışı ise, Damlıboğaz ve Bahçeburun Köylerinde bulunup, Tire, Afyon ve Milas Müzelerinde korunmakta olan örnekler gibi 3 veya 4 kuşak ile betimlenmiştir. Meyveliklerin iç yüzüne dar kuşakların arasında oluşturulan boşluğa 4 ayrı grup halinde şua betimi ve bunların arasında ki metoplara ise Efes örneğinde olduğu gibi (en.no. 2-26-73) tek kollu meander, Afyon Müzesi’ndeki örnekte dört kollu meander, Tire ve Milas örneklerinde ise haç betimi yapılmıştır.
Efes Müzesi’ndeki ikinci meyveliğin (en.no. 1–31–82) iç yüzünde dar kuşaklar arasına gelişmemiş meander betimi yapılmıştır. Gelişmemiş meander betiminin aynı karakterde olan erken örneğini Bodrum Müzesi’ndeki skyphosun (C. Özgünel. “Karia Geometrik Seramiği”. TTKY VI, Ankara 1979, s. 23-28) ikinci panosunda, daha soysuzlaşmış örneğini ise Kassel’de korunan yonca ağızlı testilerin (P. Gercke. “Funde aus der Antike”. Kassel 1981, s. 63-65) boyun ve gövde betimlerinde görmekteyiz.
Efes Müzesi’ndeki diğer üç meyveli (en.no. 35–28–73 ve 34–28–73) bir önceki örneklerden farklı olarak ağız kenarına ip askı delikli yalancı makara kulp yapılmıştır. Benzer kapları, Milas - Beçin Kepez Altı buluntuları arasında da görmekteyiz (A. Akarca. “Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137, Ankara 1971, s. 15 ). Efes örneğinde kulp altları metoplara ayrılmış ve bu metoplara perde ayaklı bir kuş, içi noktalı üçgen ve baklava dilimi betimi yapılmıştır. Yukarıda da değindiğimiz gibi, Sayın A. Akarca Beçin Kepez Altı buluntuları arasında yer alan tabakları Son Geometrik Döneme tarihlemektedir. Hamur, biçim ve bezeme benzerliklerine bakarak, Efes, Tire, Milas, Bodrum, Fethiye ve Afyon Müzelerinde bulunan örnekleri Son Geometrik Döneme (M.Ö. 680–620) tarihlendirmemizin doğru olacağı kanısındayım.
İyi süzülmüş devetüyü renk mikalı hamura sahiptir. Koyu krem renk astar ve kiremit renk betimlidir.Boyada ki bazı yerler kahveye dönüşmüştür. Benzerleri:
İyi süzülmüş devetüyü renk mikalı hamura sahiptir. Koyu bej renk astarlı ve kızıla çalan renk betimlidir.
İyi süzülmüş devetüyü renk mikalı hamura sahiptir. Koyu bej renk astarlı ve koyu kahve renk betimlidir. Ağız kenarında simetrik makara kulplu ve kulplardan birinde ip askı deliği var.
Kendi grubu ile aynı.
Kendi grubu ile aynı. İyi süzülmüş devetüyü renk hamura sahiptir. Gövde derin,kaideye geçişi keskin kontürlüdür. Oldukça yüksek kaidelidir. Ağız kenarlıklı. Ağız kenarında ip askı delikli bir çift tutamak bulunmaktadır. Gövdenin dış yüzünde kafes tarama betimi bunların içinde ise perde ayaklı bir kuş betimi bulunmaktadır. Kuşların önünde ve arkasında içi kafes taramalı üçgen betimi bulunmaktadır. Sağlam.
Tire Müzesi’nde korunan meyveliklerin kesin buluntu yerleri kayıtlara geçirilmiş olunmasına rağmen Efes Müzesi’nde korunan örneklerin buluntu yerleri belirtilmemiştir. Kaplar, iyi süzülmüş devetüyü renk hamur yapısı ve kahveye çalan kiremit renk bezemelidir. Derin gövdeli yüksek boyunlu ve geniş kaideli ve kaide kenarı keskin konturludur. Ağız hafif kenarlıklı ve ağız kenarından merkeze yönelen mızrak ucu veya şua gruplarının arasında ki panolara, boşluklarında üçgenler olan haç betimleri yapılmıştır. Merkezde iç içe geçmiş daire betimleri bulunmaktadır. Efes Müzesi’ndeki meyvelikte ise (2-26-73) metoplara ise tek kollu meander betimi yapılmıştır. Efes örneğinde çember betimleri biraz daha enlidir. 826 meyveliğin dış yüzündeki kuşaklar, Efes örneğinden daha da enli yapılmıştır.
Çok iyi süzülmüş devetüyü renk hamur ve kahveye çalan kiremit renk bezemelidir. Pişirmeden dolayı kimi yerde bezeme mat siyah renge dönüşmüştür. Meyveliğin dış yüzü kuşaklarla betimlenmiştir. İç yüzde ise doğal olarak merkeze doğru daralan iç içe daireler ile bezeklidir. Dudağa yakın alanda şevron betimi yapılmıştır. Bu tarzdaki betimleri, bazı kotylelerin dudak altı bezemesinde de görmekteyiz. Bu bezemenin biraz daha büyük olanını Tire (15-28-73) ve Kassel’deki (15) (P. Gerçke. Funde aus der Antike .Kassel 1981 s. 30) oinochoe veya testilerin gövde betimlerinde görmekteyiz. Bu bezeme kimi zaman daha erken döneme tarihlenen, skyphos (855) ve kotyle (10) biçimli kapların dudak altı bezemelerinde de görmekteyiz. Bu bezeme biçimi,kimi zaman gövde de bir friz olarak kimi zamanda oinoçhoelerin (P. Gerçke. Funde aus der Antike .Kassel 1981 s. 39) metoplarında ayırıcı betim olarak kullanılmıştır.Bu kaptaki yatay çavuş (balık sırtı) daha keskin omurgalıdır. Müzelerde (Milas, Bodrum, Efes, Tire ve Afyonkarahisar) korunan meyvelikler, hamur biçim ve bezeme anlayışına bakarak bunların daha çok M.Ö. 7.yüzyılın sonlarına tarihlendirmemiz gerekmektedir. Karya Bölgesi buluntusu olup, Kemal Uğurbil koleksiyonunda yer alan meyveliklerde bu örnekler ile tam bir benzerlik oluşturmaktadır. Efes Müzesi’nde yer alan örnekler gibi (2-26-83/34-28-73 ve 1-31-82) Tire Müzesi’ndeki örneklerde, pişirme sırasında biçim olarak biraz deforme olmuştur. Karya Bölgesinde üretilen meyveliklerin büyük bir bölümünün ana gövdeleri, kurutma sırasında önemli bir deformasyona uğramıştır.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamura sahiptir. Kabın içi ve dışı krem renk astarlı ve metalik siyah renk kuşaklarla bezeklidir. Kabın genel formu diğer Karya Bölgesi meyvelikleri gibi biraz dejenere olmuştur.
İyi süzülmüş, devetüyü renk hamur yapısına sahiptir. Biçim olarak Efes, Tire, Milas ve Afyokarahisar Müzesi’nde korunan Damlıboğaz ve Bahçeburun Köyü buluntuları ile tamamıyla aynıdır. Tüm benzerleri gibi bunlarda, biçim olarak biraz dejenere olmuştur. Gövde yayvan ve derin, kaide oldukça yüksektir. Gövdeyi dışta hafif enli kuşaklar sarmaktadır. Gövdenin içinde ağız kenarına yapılan kuşaktan sonra, merkezde iç içe daireler ve buna bağlanan haç biçimli saç örgü (gyoş) betimi yapılmıştır. Bezeme koyu kahve ve kızıl renktedir. Saç örgü betimi genel olarak oinokhoelerde (Efes 15-28-73, Tire 78/9 ve 10) metopları ayırıcı bezek olarak kullanılmıştır.
Bu meyvelikte, bir öncekiler gibi aynı özelliklere sahiptir. Dış yüzde dar kuşaklarla bezeklidir. İç yüzde ise dudak kenarında ve hemen onun uzağında çember betimler yapılmıştır. Merkezde ise, haç şeklinde uçları merkeze yönelik üçlü gruplar halinde mızrak şua (mızrak ucu) betimi bunların arasında kalan boşluklara ise yaprak betimi yapılmıştır. Şua tarzındaki betimleri Efes (2-26-73) ve Tire (826) nolu meyvelikleri iç bezemelerinde de görmekteyiz.
Kiremit kırmızı renk astarlı olan meyveliğin ağız kenarı oldukça enlidir. Ağız kenarında kendi hamur rengi ile oluşturulan kesik fırça darbeleri vardır. Meyveliğin içinde yine aynı renkte daire bezeği bulunmaktadır. Ağız kenarında ip askı deliği bulunmaktadır.
İyi süzülmüş devetüyü renk mikalı hamura sahiptir. Ağız kenarında kahve renk bezeme var. Ağız kenarında dört adet simetrik kulpludur. İkisi makara, ikisi de ilmek kulpludur. Hafif çıkıntılı geniş kaidelidir. Benzer bezemeli kapları, Milas, Fethiye, Tire ve Afyon Müzelerindeki, Damlıboğaz buluntuları arasında görmekteyiz.
İyi süzülmüş devetüyü renk ve mikalı hamura sahiptir. Bezeme kahve renk boya ile yapılmıştır. Ağız kenarında kesik fırça darbeleri, gövde de ise ince kuşak betimleri vardır.
Koyu devetüyü renk hamur ve aynı renk astarlıdır. Bezeme kızıl ve kahve renk boya ile yapılmıştır. Ağız kenarında ve makara kulplar arasında kalın dalgalı çizgi bezeme, gövde de dar ve enli şerit bezeme bulunmaktadır.
Devetüyü renk hamur ve kendi renginde astarlıdır. Bezeme kahve renk boya ile yapılmıştır. Gövdenin içi ve dışı ince kuşaklarla bezeklidir. Ağız kenarında iki ip askı deliği var.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamura sahiptir. Gövde oldukça derindir. Halka kaidelidir. Ağız kenarında simetrik iki adet tutamak bulunmaktadır. Dış yüzünde kahve renk bezeme bulunmaktadır. Kulplar arasında su (dalga) betimi onun altında ise enli ve dar kuşaklar bulunmaktadır. Sağlam.
Çok iyi süzülmüş devetüyü renk hamura sahiptir. Kabın iç ve dışı kiremit renk astarlıdır. Bezemeler metalik siyah renkle yapılmıştır. Kasenin ağız kenarında simetrik olarak dört adet ip askı delikli makara biçimli kulplara sahiptir. Kasenin içinde gruplar halinde iç içe daireler bulunmaktadır. Kasenin dış yüzü tabana doğru iç içe dairelerle kaplıdır. Tabanda boşluklarda içi taralı üçgen betimi ile merkezde daireler bulunan haç betimi yer almaktadır.
Devetüyü renk hamur ve mat siyah renk bezemelidir. Kase oldukça derin ve düz tabanlıdır. Dudak dik ve yuvarlak kesimlidir. İçyüzü genel olarak mat sıyah renk astarlıdır. Dışta sıyah kuşaklar var. Sağlam.
Bu kapta benzerleri gibi kaliteli bir hamura sahiptir. Gövde derin ve yayvan. Hafif çıkıntılı bir kaideye sahiptir. Efes Müzesi’ndeki kaseler (21-11-81 ve 22-11-81) ile Kemal Uğurbil koleksiyonundaki kase, ayrıca Efes Müzesi’ndeki meyveliklerin (32-28-73 ve 35-28-73) dudak kenarında gördüğümüz ip askı delikli makara kulpu bunda da görmekteyiz. Gövdenin içi ve dışı metalik siyah renk kuşak ve astarla kaplanmıştır.
Özellikle 1973 yılı içinde için de Efes Müzesi’ne ulaşan testiler, Karya Bölgesinde ele geçirilen benzerleri gibi devetüyü renk hamur, kalın boyun, şişkin gövde, halka kaide, dikey düz veya sarmal kulp yapısına sahiptirler. Tümünde bezeme mat siyah veya koyu kahve renk boya ile yapılmıştır. Genel yapıları nedeniyle M.Ö. 7. yüzyılın son çeyreğine tarihlendirilen bu kaplar, daha erken döneme tarihlenen skyphos, fincan ve maşrapalar gibi özlü hamur yapısına sahip olup iyi havalandırılmış fırınlarda pişirilmiştir. Karya Bölgesi, yonca ağızlı testileri krem renk astar üzerine mat siyah ve kahve renk boya ile yapılan betimleri ile tümüyle yerli üretim ve yöresel ustaların kendi buluşları olarak ortaya çıkmıştır. Ayrıca; yonca ağızlı testiler biçimsel yönden kendi aralarında bir gelişimi oluşturmaktadır. Bu kapların geliş yerleri de genel olarak Milas veya Milas’ın yakın çevresinde ki yerleşkelerdir. Karya Bölgesi’nin yonca ağızlı testileri, dış etkenlerin uyumlu bir ürünü olarak yöresel biçimleri ile üretilmiş ve bezenmişlerdir.
Efes Müzesi’ndeki yonca ağızlı testileri kulp yapılarına göre üç ayrı tip altında toplayabiliriz. Oinokhoe ve Testiler
Dikey bitişik kulplu testilerde kulp sırtları kesik çizgi darbeleri ile betimlidir. Diğer iki tipteki kapların kulpların sırtları tümüyle koyu kahve renk boya ile boyalıdır. Birinci gruba giren yonca ağızlı testiler, bezeme birlikteliği de oluşturmaktadırlar. Genellikle omuz bölümü ikili çizgi grupları ile sınırlı saç örgü betimi ile metoplara ayrılmış ve ortada ki metopa perde ayaklı büyük bir kuş (kuğu veya kaz) ve büyük üçgen içinde küçük üçgen betimi yapılmıştır. Testilerin boyun bölümlerine çoğunlukla saç örgü veya meander betimi yapılmıştır. Bu tarz betimleri Tire (A. Evren. “Tire Müzesi’ndeki Karia Kökenli Kaplar”. TAD XXIX, Ankara 1991, s. 201), Afyon (en. no 7276), Milas (en.no. 1109), Kassel (P. Gercke. “Funde aus der Antike”. Kassel 1981, s. 58-64), Bochum (R. M. Cook. “A Carian Wild Goat Workshop”. OxfJA 12, 1993, s. 109-115), Harvard (R. M. Cook. “The Wild Goat and Fikellura Styles”. OxfJA 11,1992, s. 255-259) ve Missuri Üniversitesi (R .M. Cook. “A List of Carien Orientalizing Pottery”. OxfJA 18-1, 1999 . s. 80-82), Fethiye Müzesi’ndeki örneklerin boyun ve gövde bezemelerinde yaygın olarak görmekteyiz. Efes Müzesi’ndeki örnekte (en.no. 15-28-73) ana metopta yer alan kuğu betiminin çevresinde büyük üçgen, baklava ve dil betimi bulunmaktadır. Dil ve üçgen betimlerinin aynısını Tire (A. Evren. “Tire Müzesi’ndeki Karia Kökenli Kaplar”. TAD XXIX, Ankara 1991, s. 202) ve Kassel’deki (P. Gercke “Funde aus der Antike”. Kassel 1981, s. 56) yonca ağızlı testilerin ana metop bezemelerinde de görmekteyiz.
Oinokhoe ve testilerin gövde bezemelerinde yer alan şua demetinin benzerlerini Efes (meyvelik. en.no. 2–26–73) ve Tire (oinokhoe. en.no. 826), Afyon (testi. en.no.7442) ve Milas Müzesi’ndeki testiler ve meyveliklerin gövdelerini bu tür betimler süslemektedir.
Karya Bölgesi, Geç Geometrik Dönem kaplarında gördüğümüz kuş betimleri, daha çok stilize olarak verilmiştir. Ancak; Efes, Tire, Kassel ve Bochum’da (R. M. Cook. “A Carian Wild Goat Workshop”. OxfJA 12, 1993 s. 109) bulunan testi ve oinokhoelerin boyun ve omuz bezemelerinde gördüğümüz kaz ve kuğu betimi daha çok gerçekçi tarzda yapılmıştır. 2. gruba giren yonca ağızlı testilerin boyun ve gövdesinde, kuşaklar arasında yay (orak) betimi bulunmaktadır. Bu betim döneminin ve Karya Bölgesi’nin en çok sevilen betimi olarak kullanılmıştır. Testiler, diğer kaplar gibi oldukça iyi havalandırılmış fırınlarda pişirilmiştir. Testilerde, tek veya bitişik dikey şerit kulplar, ağız kenardan hafif yükselerek tatlı bir kavis yaptıktan sonra omuz bölümünde gövde ile birleşmektedir. Geç Geometrik Döneme tarihlendirdiğimiz kimi tek kulplu maşrapaların (1-11-81 ve 9-11-81 arası) gövdesinde gördüğümüz yay betiminin aynısını, daha geç döneme tarihlendirdiğimiz yonca ağızlı testilerin omuz bezemelerinde de görmek olanaklıdır. Ayrıca çift ve tek kulplu maşrapaların boyun ve gövde bezemesinde gördüğümüz dalga betimini 27-28-73 envanterli yonca ağızlı testinin boyun betiminde de görmekteyiz. Bu bezeme anlayışı, uzun bir zaman dilimine yayılan Karya Bölgesi kapları arasında ki betim birliği ve benzerliğini kanıtlamaktadır.
Efes Müzesi’nde korunan üç ayrı kulp yapısına sahip olan testileri, Tire, Kassel, Harvard ve Bochum’daki örnekler gibi M.Ö. 7. yüzyılın son çeyreğine tarihlendirmemiz gerekir.
İyi süzülmüş koyu devetüyü renk hamur yapısına sahiptir. Koyu bej renk astarlıdır. Bezeme mat siyah ve koyu kahve renktedir. Ağız kenarında,stilize göz betimi bulunmaktadır. Boyun altı ve omuzda oluşturulan kuşakların arası,dikey çizgi ve saç örgü betimi ile metoplara ayrılmıştır. Ana metopa,kuğu,üçgen, dil ve çember betimi yapılmıştır. Yanlardaki metoplara ise uçları aşağı sarkan büyük üçgen betimi yapılmıştır. Benzerleri:
Boyun bölümünde iki dar kuşak arasına meander betimi yapılmıştır. Keskin konturlu omuz bölümünde güneş betimi (merkezdeki noktanın çevresi 7 adet nokta) ile bezeklidir.
Dikey çift şerit kulplu yonca ağızlı testini omuz ve karın bölümü daha yumşak konturludur. Boyunda meander,omuz bölümünde ise kuğu betimi bulunmaktadır. Kuğunun arka ve ön bölümünde güneş betimi yer almaktadır. Gövdenin en geniş bölümünde iç taralı gelişmemiş meander,üstte ise dikey çizgilerin ayırdığı metoplara pencere betimi yapılmıştır. Hafif yüksekçe bir kaidesi bulunmaktadır. Bezeme krem renk astar üzerine mat siyah renk ile yapılmıştır.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur ve metalik siyah renk kuşak ve orak (yay) betimi yapılmıştır. Benzer betimleri, Karya Bölgesinin daha küçük formlu kaplarında (maşrapa-olpe) görmekteyiz.
Benzerleri gibi devetüyü renk hamur ve koyu kahve renk bezemelidir. Yonca ağızlı,kalın boyunlu ve derin gövdelidir. Kaide hafif yüksekçe. Dikey yassı kulpludur. Boyun ve gövdede enli ve dar kuşak süslemeler.Omuzda yay betimi bulunmaktadır. Ağız kenarında kırıklar bulunmaktadır.
Çok iyi süzülmüş devetüyü renk hamurlu ve siyaha kaçan kahve renk bezeklidir. Boyun ve omuz bölümünde oluşturulan kuşaklar arasına üçgen biçimli yay betimi yapılmıştır. Ağız kenarı hafif taşkın,kalın boyunlu derin gövdeli ve hafif yüksek kaidelidir. Dikey tek şerit kulpun sırtı mat siyah renk bezeklidir. Omuzda gördüğümüz bezemenin çok yakın benzerlerini, maşrapa (olpe) ve yonca ağızlı testilerin gövde bezemelerinde de görmekteyiz.
Koyu devetüyü renk hamurlu olup, üzerinde herhangi bir bezeme bulunmamaktadır. Perdah genel olarak dökülmüştür.
Benzerleri gibi devetüyü renk hamur ve metalik siyah renk bezemelidir. Basık boyun yapısının hemen altındaki kuşak ile omuzdaki kuşağın arasına uçları aşağı sarkan üçgenler yapılmıştır.
Oldukça iyi süzülmüş devetüyü renk hamur yapısına sahiptir. Boyun ve gövde bölümünde yer alan bezeme krem renk ve mat siyah renktedir. Gövde oldukça yüksek, kulp altında hafifçe bir omuz yaptıktan sonra,kaideye doğru daralmaktadır. Kaide hafif yüksektir. Omuz bölümünden çıkan bitişik şerit kulp, ağız seviyesini geçtikten sonra, tatlı bir eğri çizerek ağız kenarı ile birleşmektedir. Efes Müzesi’nde yer alan örnek gibi (15-28-73) omuz bölümünde kuşakların arası dikey çizgi ve bunların içinde saç örgü (gyoş) betimi ile metoplara ayrılmıştır. Ana metopa, başını geriye çevirmiş kaz betimi ile başları aşağı sarkan dil betimi ile kaz betiminin önünde büyük üçgen ve bunun içi üçgen ve baklava dilimi betimi ile doldurulmuştur. Yandaki metoplarda ise mızrak ucu şeklinde üçgen betimleri yerleştirilmiştir. Dil ve üçgen betimi özellikle M.Ö 7. yüzyılın son çeyreğinde özellikle büyük boy kapların omuz bölümünde çok sevilerek kullanılmıştır. Boyun bölümünde meander betimi bulunmaktadır. Oinokhoelerin gövdeleri, dar veya enli kuşaklarla dekore edilmiştir. Karya Bölgesi’nde bulunan farklı biçimdeki birçok kabın üzerinde de benzer betimi görmekteyiz. Benzer bezeme anlayışını, Efes (15-28-73), Tire(78-10) ve Kassel’deki (P. Gercke. “Funde aus der Antike”. Kassel 1981. s. 66) - (A. Akarca. “Beçin Kepez Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten S.137. s. 22) oinokhoelerde oldüğu gibi, K. Uğurbil koleksiyonundaki meyveliğin içini dolduran ve haç şeklindeki saç örgü betimi ile aynıdır.
Kassel’de korunan bu tip kapların tümünün omuz bölümünde tamamıyla aynı bezemeyi görmekteyiz. M.Ö. 620-590 yılları arasına tarihlenen oinokhoelerin bitişik şerit kulpun sırtı enli ve kesik fırça darbeleri ile bezeklidir.
Bütün bu yonca ağızlı testi ve testiler, devetüyü renk hamur, krem renk astarlı ve kahveden mat siyaha çalan renkte betimlidirler. Bu kaplarda gördüğümüz bazı bezeme anlayışını, daha küçük biçimli kaplarda da”maşrapalar” görmek olanaklıdır.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur yapısına sahiptir. Gövde oldukça yüksek ve derincedir. Yüksek boyunlu,gövde hafif bir omuz yaparak kaideye doğru yönelmektedir. Kaide hafif yüksek olup,omuzdan yükselen bitişik çift şerit kulp, ağız kenarını taştıktan sonra ağız kenarı ile birleşmektedir. Boyunda saç örgü betimi dolanmaktadır. Kabın omzunda ise saç örgü betimlerinin ayırdığı üç adet metop bulunmaktadır. Ortadaki metopta başını geriye çevirmiş kaz betimi, yanlarda ise büyük üçgen ve dil betimleri yerleştirilmiştir. Kazın kanatları ve dil betimleri mat siyah renk boyalıdır.
Karya Bölgesi’nde özellikle M.Ö. 7. yüzyılın sonu ve 6. yüzyılın başında üretilen yonca ağızlı testilerin omuz bölümünde özellikle büyük üçgen ve dil betimi çok sevilerek kullanılmıştır. Kassel’de yer alan (P. Gerçke. “Funde aus der Antike”. Kassel 1981 s. 47-62-66), yonca ağızlı testilerin çoğunda da bu bezemeyi görmekteyiz.
Testinin alt bölümü, kaideye doğru, dar ve geniş kuşaklar ile doldurulmuştur. Ara boşluklar krem renk astarlıdır. Tire ve Efes Müzesi’nde bulunan bu kaplar, biçim, bezeme ve hamur yapılarına baktığımızda, M.Ö. 7. yüzyılın son çeyreğine tarihlenen Kassel’deki örnekler ile tam bir benzerlik göstermektedir.
Hamur yapısı ve biçim olarak Efes ve Tire Müzesi’ndeki diğer örnekler ile tamamıyla aynıdır. Bezeme olarak özellikle Efes Müzesi’ndeki yonca ağızlı testi (26-28-73) ile tam bir benzerlik oluşturmaktadır.
Gelişmemiş yonca ağız yapısı ile daha çok maşrapaları andırmaktadır. Dikey ilmek kulp ağız kenarından epeyce taşkındır. Kalın boyunlu ve hafif keskin omuz yapısına sahiptir. Gövde yumurta biçiminde ve kaideye doğru daralmaktadır. Boyun bölümünde meander betimi,omuzda ise üçlü gruplar halinde dil betimi bulunmaktadır. Bu betimi Efes Müzesi’ndeki (15-28-73) ve Tire Müzesi (78-10), meander betimini yine aynı müzelerde yer alan 26-28-73, 23-28-73 ve 78-9 nolu yonca ağızlı testilerin boyun bezemesinde görmekteyiz. Metalik siyah renkte yapılmış olan bezeme ve krem renk astar çoğunlukla dökülmüştür.
Benzerleri gibi krem renk astar ve metalik siyah renk boya ile yapılmış bezemeye sahiptir. Kısa kalın boyunlu ve şişkin gövdelidir. Gövdenin tam orta yerinde hafif keskin konturlu bir omuz yapısına sahiptir. Halka kaidelidir. Omuz bölümünde ve boyun altında yapılan ince kuşaklar arsına, yine dikey dörtlü çizgilerin ayırdığı matoplara uçları aşağı doğru sarkan ve yine çizgilerle sınırlandırılmış üçgen betimleri yapılmıştır.
Açık devetüyü renk hamur ve aynı renk astarlıdır. Koyu kahve ve krem renk bezemelidir.Yonca ağız oldukça keskin konturludur. Şişkin karınlı ve şerit kulpludur. Kaide hafif çıkıntılıdır. Bezemeye ait boya yer yer dökülmüştür. Kabın boyun bölümünde meander, omuzda ise kuşaklar arasında uçları aşağı sarkan şua betimleri bulunmaktadır. Bezeme ve biçim olarak Kepez Altı buluntusu ile çok yakın benzerlik göstermektedir (Aşkıdil Akarca. Beçin Kepez Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137. s. 22). Bu örnekte görülen şua bezeği, Tire’dekinin aksine yukarı doğrudur (Aşkıdil Akarca. Beçin Kepez Altındaki Eski Çağ Mezarlığı”. Belleten 137. s. 30). Benzer meander betimini ise, Efes Müzesi (26-28-73) ve Tire Müzesi’nde (78-9 ve 78-7) korunan testilerin boyun süslemesinde görmekteyiz.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur ve kiremit renk bezemelidir. Kalın boyunlu şişkin karınlı olan bu testi, bitişik ve dikey tek şerit kulpludur. Kulpun hemen altındaki kuşaklar arasında kısa dıkey dörtlü gruplar halindeki çizgi kümeleri arasına oluşturulan metoplara gelişmemiş meander betimi yapılmıştır. Kaide hafif yüksektir. Boyun bölümünde ince kuşaklar arasına üzerinde yapraklar bulunan dal betimi yapılmıştır. Omuz ve gövde bölümü ise kuşaklarla ayrılmış panolara orak (yay) betimi yapılmıştır. Aynı bezemeyi, K. Uğurbil koleksiyonunda ve Kasselde bulunan testilerde (P.Gerçke. “Funde aus der Antike”. Kassel 1981. s. 30-40) aynı biçim ve bezeme tekniğini görüyoruz. Kendi aralarındaki bu benzerliğe baktığımızda farklı merkezlerde korunuyor olsalar da, büyük bir olasılıkla aynı yörenin hatta aynı atölyenin ürünü olduğunu söylemek mümkündür.
Benzerleri gibi, devetüyü renk hamur ve mat siyah renk bezemelidir. Boyun bölümünde dar, gövdede ise geniş kuşaklar bulunmaktadır. Omuzda ters lale betimi yapılmıştır. Bitişik dikey çift şerit kulplu olup, sırtı enli fırça darbeleri ile kesik çizgilerle bezeklidir. Dudak altı boyun bölümüne kadar boyalıdır.
İyi süzülmüş devetüyü renk hamur ve kiremit kırmızı ren bezemeye sahiptir. Ağız kenarlıklı, boyun gövdeye doğru hafifçe daralmaktadır. Gövde oldukça şişikin ve kaideye doğru daralmaktadır. Kaide yüksekçedir. Simetrik dikey çift şerit kulpludur. Gövde kuşaklarla panolara ayrılmış ve panolara yay betimi yapılmıştır. Aynı betimi kabın boyun bölümünde de görmekteyiz.
Karya Bölgesi’nin farklı yerlerinde bulunan değişik biçimli yüzlerce kabı, Ege Bölgesi’ndeki bazı müzeler ve koleksiyonerde görüp değerlendirme olanağını buldum. Ancak; gerçek olan şu ki Anadolu’nun başka müzeleri, koleksiyoner, ve diğer ülke müzelerin de benzer kapların olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Yaptığımız böyle bir araştırmanın, bölgedeki tüm müze depolarını detaylı bir incelemesini yapacak olan araştırmacılara ön hazırlık olacağı inancıyla.
Araştırmasını yapmış olduğum yaklaşık 200 adet Karya Bölgesi buluntusunun 85 adedinin kesin buluntu yerleri envanter kayıtlarına sağlıklı bir şekilde işlenmiştir.
Yukarıda da görüldüğü gibi, buluntu yeri belli olan kapların yaklaşık yarısı Damlıboğaz (Hydai) Köyü’dür. Diğerleri ise, yine Milas ve yakın çevresinde ki buluntu alanlarıdır. Milas Müzesi’nin son yıllarda özellikle Damlıboğaz’da yapmış olduğu kurtarma kazılarında ele geçirmiş olduğu buluntularla bu sayı çok üst seviyeye ulaşmıştır. Yeni buluntularla ilgili hazırlanacak yayınlar Damlıboğaz ve Bahçeburun Köyü buluntuları hakkında daha kapsamlı bilgi elde etmemizi sağlayacağı kaçınılmazdır.
AA | Archaeologicher Anzeiger |
AJÖ | Archiv für Orientforschung |
AJA | American Journal of Archaeology |
Anadolu Araş. | Anadolu Araştırmaları |
Ara ST | Araştırma Sonuçları Toplantısı |
Ark ST | Arkeometri Sonuçları Toplantısı |
Arkeo | Atlas Arkeo Atlas |
AS | Anatolıan Studies |
AnaMMY | Anadolu Medeniyetleri Müzesi Yıllığı |
BAR | British Archaeological Reports |
Belleten | Belleten |
DTCFY | Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Yayını |
GGSel | Geçmişten Günümüze Selçuk |
İF | İstanbuler Forsungen |
İstAMY | İstanbul Arkeoloji Müzesi Yıllığı |
IstMitt | İstanbuler Mitteilungen |
IÜ | İstanbul Üniversitesi. |
KST | Kazı Sonuçları Toplantısı |
MTA | Maden Tetkik Arama Enstitüsü |
M KKS | Müze Kurtarma Kazı Sonuçları |
Net | Net Turistik Yayınları |
ODTÜ | Orta Doğu Teknik Üniversitesi |
TAD | Türkiye Arkeoloji Dergisi |
TAY | Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri |
TTK | Türk Tarih Kurumu |
TTOK | Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu |
A.Akarca | "Beçin Altındaki Eski Çağ Mezarlığı" Belleten 137,Ankara 1971 |
A.Akarca - T.Akarca | "Milas" İstanbul 1954 |
A.M.Mansel | "Ege ve Yunan Tarihi" Ankara 1971 |
A.Erhat | "Mavi Yolculuk" İstanbul 1979 |
A.Ogan | "Didim’de Apollon Mabedi Kılavuzu" İstanbul 1951 |
A.Diler | "Damlıboğaz ve Leleg Yarımadası Araştırmaları 2001" 20. Araştırma Sonuçları Toplantısı 2. Cilt. 11. vdd. 2002. |
A.Evren | "Tire Müzesi’ndeki Karia Kökenli Kaplar" TAD XXIX. Ankara 1991 |
A.Evren | "Selçuk-Efes 3447 Parsel Kurtarma Kazısı" G.G.Selçuk. İzmir 1997. |
A.Evren - C.İçten | "Çukuriçi ve Gül Hanım Höyükleri" KKS VIII. Ankara 1997 |
A.Kızıl | "Uygarlıkların Başkenti-Milas" İzmir 2002 |
A.Semih Tülay | "Miletoslu Aspasia" İstanbul 2008 |
A.İlter | "Milas Evleri" Ekin Ofset. 2005 |
A.Özet | "Sparkles From the Deep" İstanbul 2000 |
B.Öğün | "Teos Kazıları 1963" TAD XIII/I Ankara 1965. |
B.Öğün - C.Işık | "Kaunos" Antalya 2001 |
B.Umar | "Karia" İstanbul 1999 |
C.Özgünel | "Karia Geometrik Seramiği" TTKYVI, Ankara 1979 |
C.Özgünel | "Batı Anadolu İçerilerinde Miken Etkinlikleri" Belleten 187, Ankara 1984 |
C.Özgünel | "Spatgeometrische Gefasse aus Karien" AA 1977 |
C.H.Grenenewalt | "Ritual Dinners in Early Historich Sardis" Los Angelas 1978 |
Coldstream | "Grek Geometrik Pottery" London 1968 |
C.Bayburtluoğlu | "Arkeoloji" Ankara 1982 |
C.C.Küçükeren | "Ege’de Bir Anadolu Uygarlığı-Karia" İstanbul |
Ç.Anlağan-Ö.Bilgi | "Sadberk Hanım Müzesi Protohistorik Çağ Silahları" İstanbul 1989 |
D.Levi | "Iasos La Campagne Scavo 1969-16970" Roma 1971. |
D.Levi - C.Laviosa | "La Campagne de Fouille en 1969 A Iasos" TAD XIX/I,Ankara 1970 |
D.Lenz | "Karische Keramik im Martin von Wagner Museum" ÖJH 66,1997 |
D.Bischop - A.Evren | "Ein Fundkomplex des Fruhen 2 Jahrtausends aus Didyma" İstMİT 52, 2002 |
E.Akurgal | "Anadolu Uygarlıkları" İstanbul 1988 |
E.Akurgal | "Anadolu Kültür Tarihi" Ankara 2000 |
E.Varinlioğlu | "Harpasa’da Açmalar" AraST XIII, Ankara 1996 |
E.Varinlioğlu | "Karya’nın Kuzeydoğusunda Yüzey Araştırmaları" AraST XV/I Ankara 1998 |
F.Işık | "Die Koroplastik von Theangela in Karien und Humeitepe" İstMitt 33,1983 |
E.Brann | "Late Geometric and Protoattic Pottery" Princeton 1962 |
F.Berti | "Iassos di Caria Bolletino Dll’associaziane" Ferrara 2002 |
G.F.Bass | "Mycenaen Tımbs in Halicarnassus" AJA 67, 1973 |
G.E.Bean | "Turkey Beyond the Meander an Archaeological Guide" London 1971 |
G.Wiplinger - G.Wlach | "Ephesus 100 Year of Austrian Research" Wien 1996 |
G.M.Nocxra - A.M.Palmieri | "Doğu Anadolu Madenciliği" Arkeo Atlas 2,İstanbul 2003 |
Herodotos | "Herodot Tarihi" İstanbul 1973 |
H.Erkanal - T.Özkan | "Bakla Tepe Kazıları 1999" İzmir 1999 |
H.Çambel | "Güneydoğu Anadolu Tarihöncesi Araştırmalarının Kültür Tarihi Bakımından Önemi" TTKY, Ankara 1973 |
H.Çambel - R.J.Braidwood | "Recent Archaeological Resarch in Turkey Çayönü Tepesi 1978" AS 29, Ankara 1979 |
J.Kleine | "Milet, Bercht über die Arbeiten im Südschnitt an der Hellenistischen Stadmauer" 1968-73, İstMitt 29, 1979 |
J.Mellart | "Excavations at Çatal Höyük 1963" TAD 12/2, Ankara 1965 |
K.Konuk | "Karun’dan Karia’ya- Muharrem Kayhan Koleksiyonundan Erken Anadolu Sikkeleri" İstanbul 2003 |
M.Baran | "Milet Kılavuzu" Ankara 1965 |
M.T.Göktürk | "Üç Rodos Definesi" AMMY 1992 |
M.Özsait | "1989 Yılı Gölhisar Çevresi Tarih Öncesi Araştırmaları" AraST VII, Ankara 1990 |
M.Siebler | "Troia-Homer-Schlieman" Köln 1990 |
O.Maison | "Carian Inscriptions from Nort Saqqara and Buhen,Egypt Exploration Society" London 1978 |
P.Gercke | "Funde aus der Antike" Kassel 1981 |
R.Duyuran | "Batı Anadolu" İzmir 1952 |
R.M.Cook | "A Carian Wild Goat Workshop" OxfJA 12,Oxford 1993 |
R.M.Cook | "The Wild Goat and Fikellura Styles;Same Speculations" OxfJA 1992 |
R.M.Cook | "A List of Carian Orientalizing Pottery" OxfJA 18,Oxford 1999 |
R.Stewig - R.Turfan | "Batı Anadolu’nun Kültürel Gelişimi; Kartografik Bilgiler" TTOK, İstanbul |
R.stupperich-H.A.Richter | "Griechische Vasen in der Sammlung des Archaeologischen Seminars der Üniversitat Mannheim" Mannheim 1994 |
T.Bakır | "Korint Seramiğinde Aslan Figürünün Gelişimi" EÜSBFY 12,1982 |
T.Efe | "Batı Anadolu –Son Kalkolitik ve İlk Tunç Çağı" Arke-Atlas 2,İstanbul 2003. |
Ü.Yalçın | "Anadolu Madenciliği" Arkeo Atlas 2, İstanbul 2003 |
V.Sevin | "Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası" TTKY,Ankara 2001 |
W.Radt | "Siedlungen und der Halbinsel von Halikarnassos" İF 3, Tübingen |
W.R.Paton | "Excavations in Caria" JHS 8, 1987 |
W.Seipel | "Efes Artemisionu-Bir Tanrıçanın Kutsal Mekanı" İstanbul 2008 |
Y.Boysal | "Turgut(Lagina) Kazısı 1969 Yılı Raporu" Anadolu 12,1968 |
Y.Boysal | "Karya Bölgesinde Yeni Araştırmalar-New Excavation in Caria" Anatolia 11, 1967 |
Y.Boysal | "Katalog der Vasen im Museum in Bodrum I, Mykenisch Protogeometrisch" DTCFY, Ankara 1969 |
Z.Kuban - T.Saner | "Kıran Gölü 1995" AraST XIV/2, Ankara 1996 |
Araştırmama konu olan Karya Bölgesi Kapları, genellikle güneybatı Anadolu’nun antik yerleşkelerinden ama daha çok Milas İlçesi Damlıboğaz (Hydai) Köyü ve Bahçeburun Köylerinde açığa çıkarılmıştır. Bu kapların büyük çoğunluğu Ege Bölgesindeki Müzelere (Milas, Bodrum, Fethiye, Efes, Tire, İzmir, Afyonkarahisar ve Manisa Müzeleri) ve koleksiyonerlerine (H. Beden ve Dr. K. Uğurbil) ulaşmıştır. Ancak ulaşamadığımız birçok müze ve koleksiyonerde de bu kapların olduğu büyük bir olasılık dahilindedir. Bütün müzeleri ve depolarını tarama olanağım olmadığı için ancak belirli müze depolarında çalışma fırsatını yakaladım. Karya Bölgesi Kapları ile ilgili olarak bana gerekli desteği sağlayan, Efes Müze Müdürü sayın S. Erdemgil, arkeolog C. İçten’e, Milas Müze Müdürü sayın Erol Faydalı, Tire Müze Müdürü sayın Orhan Armağan ve H. Özhan’a, Afyonkarahisar Müzesi - arkeolog sayın Ahmet İlaslı, koleksiyoner Hasan Beden ve Dr. Kemal Uğurbil’e burada teşekkürü bir borç bilirim.